Başlığı okuyanlar yazımın Suriyelilerle ilgili olduğunu düşünebilir.Evet ,aslında uzun zamandır Suriyelilerle ilgili bir yazı yazmayı düşünüyordum.Fakat internette bir haberi okuyuncaya kadar.Haberi okuyunca ve haberle bağlantılı resimleri görünce.Gözlerim buğulandı istem dışı gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
Neden mi dersiniz ? Açıklayayım.
Bir anne etrafında yalın ayak peşmurde halleri ile beton üzerine oturmuş kendilerini çalışmak için İl dışına götürecek otobüsü bekleyen 5 tane küçük kız çocuğu. Bütün masumiyetleriyle şaşkın bir ruh haliyle etrafa bakıyorlar .Bir de annenin söylediği söz insanın tam içini parçalıyor. ''Bizler Türkiye’nin Suriyelileriyiz''diyor.Herhalde il dışına aileleriyle çalışmaya giden mevsimlik işçilerin durumunu açıklayan daha can yakıcı bir söz olamazdı.
Mevsimlik tarım işçisi anne içini dökmeye başlıyor.'' “Suriyeliler nasıl ki buralara kaçıp, zorlu bir hayat yaşıyorsa biz de gittiğimiz yerlerde aynı sorunları yaşıyoruz. Biz de Türkiye’nin Suriyelileriyiz. Herhangi bir gelirimiz yok. Çocuklarımızı tarlada çalıştırarak, geçimimizi sağlıyoruz. Suriyelilerden hiçbir farkımız yok” Suriyelilerin iç savaştan kaçarak, Şanlıurfa’ya sığındığını hatırlatan anne , kendilerinin de Suriyelilerden farksız olduğunu söyleyerek, kendilerinin de yardıma muhtaç olduğunu ancak, yardım eden kimsenin olmadığından dert yanıyor.
Çocuklar annelerinden daha dertli. Küçük yaşlardan itibaren hayatın zorlu yükünü kaldırmaya başlayan çocuklar, tarım sezonunun başlamasıyla birlikte sürekli tarlada çalıştıklarını söyleyerek, ailelerinin bütçesine katkıda bulunduklarını söyledi. Küçük Esra ise daha ''10 yaşında olduğunu ve henüz okula başlamadığını söyleyerek, “her zaman üşüyorum. Ayakkabım, temiz bir elbisem yok. Yetkililerin bize yardım etmesini istiyoruz. Sürekli çalışmaya gittiğimiz yerlerde iş sahipleri bizi giydiriyor. Şanlıurfa’da zorlu bir hayat yaşıyoruz. Ailemin maddi durumu olmadığı için okula gidemedim. Ben de tarlada çalışıp, aileme destek olacağım” diyor.
Diğer çocuk ablasından dert yönünden aşağı değil.'' Ekonomik sıkıntıların okumalarına engel olduğunu söyleyen Remziye, arkadaşları kadar şanslı olamadıklarını ve tarlada çalışmaya mahkum olduklarını söyledi. Sadece 3 ay boyunca Urfa’da kaldıklarını, Urfa’da kaldıkları zamanları da barakalarda geçirdiğini söyleyen Remziye , “bizim ne Urfa’da ne de il dışında hayatımız yok, sürekli hayatın ağır yükünü kaldırıyoruz. Arkadaşlarımızın hepsi şimdi okuldalar ama ben okula gitmiyorum. Ailemle birlikte gidip tarlada çalışacağım. Sonumuz ne olur bilemem ama zorlu bir hayat yaşıyoruz” diyerek küçük bedeninin yüklendiği sorumluluğu aktarıyor.
Evet,yıllardır ilimizin en önemli sorunlarının başında gelen ''İl dışına giden mevsimlik işçiler in sorunu'' GAP projesinin büyük kısmının tamamlanmasına ve bir çok iş olanağının ortaya çıkmasına rağmen bitmemiştir.Yıllardır bu gariban aileler üzerinden proje adı altında bir çok kişi ve kuruluş büyük rant elde etmiş.Fakat bu garibanların sorunları bir türlü çözülememiştir.