Birkaç gün önce bu köşemde ‘Bahçeli evlerde yol’ diye bir yazı yazmıştım. Yazımda bu yolu yapan firmayı hiç merak etmeden sözde tamamlanan yolda yağan yağmur sonrasında ortaya çıkan aksaklıklar ve eksikliklerle ilgili bir yazı kaleme almış ve Bay Başkan’a vicdanen ne kadar rahat ve mutlu olduğunu sormuştum.
      Yazımın yayınlandığı gün Belediye’den bu konuyla ilgili olarak bir telefon geldi. Beni arayan kişi Belediye Başkan Yardımcılarından Habip Aslan idi.
      Habip Aslan’ı gerçekten severim.
      Aslan ile tanışıklığımız 70’li yıllara uzanır. Ulu cami arkasında bulunan Bıçakçı mahallesi sakinleriyiz. Ev kapılarımız birkaç ev mesafesindeydi.  
     Kendisi ile kadim bir dostluğumuzun olduğu ve olmaya da devam edeceğine de yürekten inanan birisiyim. Yazımdaki ana amaç ne kendisini ne de bir başkasını asla üzmek değildi. Böyle bir düşüncem de olamaz zaten.
      Telefonundan hem mutluluk hem de üzüntü duydum
      Mutluluk duymamdaki neden konuya olan duyarlığı ve beyefendiliğindendir. Üzüntüm ise ortada var olan aksaklığa karşı ortaya sunulan izahtandır.
      Her şeye rağmen öncelikle Habip Aslan’a duyarlılığından dolayı teşekkür ediyorum. Aslan, yolu yapan firmanın BELSAN olduğunun altını çizdi ve yolun küçük olmasından dolayı balık sırtı olarak yapılamayacağını, ızgara ve mazgalların yolun başında uygun noktada yer aldığını, yolun tekniğe uygun olarak döşendiğini, kent genelinde bu çalışmadan dolayı teşekkür aldıklarını, başka semt ve mahallelerden de böyle yolun yapılması hususunda talepler geldiğinin özellikle altını çizdi ve ‘Keşken imkân olsa da ilimizin tüm sokak ve yollarını bu şekilde yapabilsek’ diyerek sözlerini tamamladı.
      Aslan’a bir kez daha teşekkür etmek ile birlikte ben bu konuda daha önce yazdıklarımın arkasında durmaya devam edeceğimin altını çizmek isterim.
     Ben mühendis değilim.
     Mimar da değilim.
     Tekniker de değilim.
     Ama birçok ili gezen, dolaşan ve gittiğim yerlerde bir takım noktaları iyi gözlemleyen birisiyim. İhaleyi alan firma ile benim asla bir işim olamaza. Zaten bir haber yaparken de işi yapanın kim olduğuna bakmam. Çünkü ortaya duygusal bir takım yansımalar olabilir. İhale yapılmış ve hak eden almıştır. Ben yazım da zaten kimler katıldı? Kim ne kadar bu iş için teklif verdi? İhale açık ilan ile mi yoksa davetiye usulü ile mi yapıldı diye bir merakımı da ortaya koymadım.
       Ben iş sonrası ortaya çıkan duruma bakıp, sıkıntıları dile getirip olması gerekenin altını çizdim. Bu yol rahatlıkla balıksırtı olarak döşenebilirdi. Yolun her iki kenarına özellikle yağmur sırasında suyun rahatlıklı mazgal ve ızgaralara ulaşabilmesi için de oluklar döşenebilirdi. Ama neden ise böyle yapılmadı. Temennim en az bundan sonraki bir diğer adımlarda bunlara dikkat edilmesidir.
      Ha bu arada bu tür yolun ne şekilde yapılabileceğini merak edenler var ise Antalya ilimizin Alanya ilçesine bir zahmet denize girip, balık yemek üzere değil! Oradaki çalışmaları yerinde görmek üzere giderlerse neyin ne şekilde hem de burasından daha çok küçük olan yerlerdeki yollarda bile çalışmaların ve projenin ne şekilde tamamlandığını görmüş olurlar. Balıksırtı olarak yolların ne şekilde döşendiğini yerinde en azından görmüş olurlar.
 
      Yeniden buluşmak dileği ile…
  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49