CHP İstifa Edip TUB-DER’ i Kurdu

CHP Genel Merkezinin barış sürecindeki takınmış olduğu tavır nedeniyle CHP Karaköprü İlçe Başkanlığından istifa ederek kısa adı TUB-DER olan Toplumsal Uzlaşı ve Barış Derneğini kurarak barış sürecine destek olan Kenan Karataş, bir basın açıklaması yaparak dernek hakkında bilgi verdi…

 

Kenan Karataş basın açıklamasında şunları dile getirdi…

 

CHP Genel Merkezinin toplumsal barış sürecinde ki anlamsız ve tutarsız tavrı nedeni ile başkanlığını yaptığım CHP Karaköprü İlçe Başkanlığından istifa etmiş ve istifamı takip eden süreçte, Kürt sorununa ve toplumsal barışa katkı sağlamak adına, toplam 11 Köy toplantısı ,7 ev toplantısı ve  birçok halk toplantısı düzenleyerek binlerce kardeşimize ulaşmış ve barış sürecinin önemini anlatarak katkı sağlamaya çalışmıştım. Yaptığımız toplantılar ve görüşmeler neticesinde edindiğimiz izlenim ve tespitlerimiz göre de halkımızın % 90’nın barış sürecine tam destek verdikleri yönünde olmuştur. Ayrıca yaptığımız bu toplantılar esnasın da bireysel çalışmalarımıza katılım isteğinin yoğun olması, bizi dernek çatısı altında toplamaya itmiştir. Ve bağlamda daha aktif olabilmek adına18 Nisan 2013 tarihinde Şanlıurfa Valilik makamına dernek kuruluş başvurumuzu yapmıştık... Bugün itibari ile de başvurumuz kabul edilmiş olup, tarafımıza resmi evraklar teslim edilmiştir. TUB-DER Türkiye’de barış ve çözüm sürecine katkı ve destek sağlamak amacıyla kurulmuş ilk dernek olması nedeni ile önem arz etmektedir.

 

Barışa ve kardeşliğe susamış Türkiye halklarının bu denli barış ve kardeşlik yanlısı olması ve inançlı olması, çözüm sürecine olan ümidimizi bir kez daha perçinlemiştir.

 

Kan üzerinden siyaset yapan zihniyetlerin tün engellemelerine rağmen, tüm provoke eylemlerine rağmen barış oku, kardeşlik oku, özgürlük oku yaydan çıkmıştır artık. Türkiye halklarının kardeşlik harcı yeniden yoğrulmaya, 30 yıldır süren kardeş savaşı ise yerini barışa ve huzura bırakmaya başlamıştır.

 

Buradan, iktidar olabilme adına kanlı siyaseti özleyen ve tercih eden kan kokmuş siyasetçilere sesleniyoruz.

 

Siz kendi egolarınız ve hırslarınız için çocuklarınızın ve çocuklarımızın geleceğini kanla çizemezsiniz ve buna da asla hakkınız yok. Halkların eşitliğine ve kardeşliğine inanan biz barış sevdalıları ise asla savaş tamtamlarınıza prim vermeyeceğiz, verdirmeyeceğiz.

 

3 aydır şehit tabutlarını görmedik, analar dağda hayatını kaybeden bir tek gerilla için göz yaşı dökmedi. Doktorlarımız, öğretmenlerimiz yani kısacası insanlarımız kaçırılmadı, yolları kesilmedi.

 

Şimdi soruyorum size! İhtiyacımız olan bu değil miydi? Yoksa sizler kan akmayınca analar ağlamayınca mutlu olamıyor musunuz? Mutlu olmanız için mutlaka anaların ağlaması, polisimizin, askerimizin, çocuklarımızın şehit olması mı lazım?

 

Türkiye hakları kanla siyaset yapan siz yarasa ruhlu siyasetçileri anladı artık. Sözüm ona, bölünme endişesiyle kandırmaya çalıştığınız Türkiye halkları sizlere asla prim vermeyecektir.

 

Ekran ekran gezerek savaş yanlısı söylemlerde bulunan Ümit Özdağ’a ve Hasan Celal Güzel’e ayrıca seslenmek istiyorum. Allah aşkına savaş çığırtkanlığını bırakın, bırakın ki barışa susamış bu halk, süreci bayram havasın da yaşasın. Eğer bu sorunun barışla değil de silahla çözüleceğine kesin inanıyorsanız buyurun çoluk çocuğunuzu alın çıkın dağa ve çözün sorunu. Ama kimse kusura bakmasın ne Sayın Özdağ’a ne de Sayın Güzel’de o yürek olduğuna inanmıyorum. Onlar ancak insanları galeyana getirip nemalanma yolları arayan siyasetçiler olabilir. Bu beyler Ülkeye yararlı olmak istiyorlarsa gitsinler bahçelerinde ki gülleri sulayıp mangal keyfi yapsınlar. Siyasetten ellerini eteklerini çeksinler.

 

Görüyoruz ki barış süreci ile birlikte, Türkiye’de ki farklı siyasi karakterler iki kutup altında adlandırılmaya başlanmıştır.

 

Barışı, kardeşliği ve özgürlüğü ön planda tutan ve siyasi mücadelesini o yönde yürüten barış temsilcileri olan güvercinler. Güvercin ruhlu siyasetçiler bireysel çıkarları yerine toplumsal çıkarları ve toplumsal barışı hedef alır. Tehlikeyi ve yok olmayı göze alarak cesurca adım atmaktan kaçınmazlar.

 

Ve kanla beslenen, diğerlerinin ölümünden nemalanan ve o yönde siyaset yapan vampir yarasalar. Bu tip yarasa ruhlu politikacılar asla barış ortamının sağlanmasını istemezler. Çünkü onların var olabilme şartı savaş ortamıdır.

 

Biz, Toplumsal Uzlaşı ve Barış Derneği (TUB-DER) olarak, sürdürülen barış sürecine tam desteğimizi resmen açıklıyor ve dün olduğu gibi yarında elimizi taşın altında, yüreğimiz ise halkların kardeşliği adına ortaya koyuyoruz. Derneğimizin tek amacı, tek hedefi, toplumsal barışı, toplumsal huzuru ve halkların kardeşliğini ön planda tutarak çalışmalar yapmak ve bu konuda el ele vermiş olan siyasilere destek olmaktır.

 

Bugünden sonra bütün STK’lar, kurum amirleri ve siyasi partiler ziyaret edilecek ve barış sürecinin Türkiye halkları için ne kadar önemli olduğu hususunda açıklamalar yapacak derneğimizin tam desteği izah edilecektir. Gün partili olma günü değildir, gün insan olma günüdür, gün barışa destek olma günüdür.