Öne Çıkanlar sanlıurfa urfa Vali Erin urfahaber buyuksehır

Bu haber kez okundu.

Avukat Akıllı'dan Konkordato Gerçekleri
Son günlerde Türkiye’nin gündeminde olan konkordatoyu "Likidite sıkıntısı olan borca batık şirketlere tanınmış bir kurtulma yolu” ve "İflasla yok olmaması için kanunun lütfettiği bir nimet” olarak tanımlayan Avukat Hatice Akıllı, özellikle işletmelere tanınan 29 aylık süre ile bu süre boyunca faiz ödenmeyecek olmasının işletmelerin iflastan kurtulması için önemli avantajlar olduğuna dikkat çekti
Şanlıurfa'da birçok büyük firma Konkordato Yasası ile hem istihdamını korudu hem de ekonomik sıkıntılardan yavaş yavaş kurtulmaya başladı. Avukat Hatice Akıllı, "Konkordato borçluyu koruduğu kadar bundan daha fazla alacaklıyı koruyan, alacaklının alacaklarına sahip olmasını sağlayan bir sistem" dedi
Küresel ekonomik krizden etkilenmeyen sektör kalmadı. Dövizin öngörülemeyecek derece yükselmesi ve yine faizlerin aynı şekilde yükselmesiyle piyasalar çok daraldı. Şirketler özellikle kısa vadeli borçlarını ödemekte sıkıntı çekiyor. Öncelikle konkordatoyu kısaca tarif edebilir miyiz?
Cevap- Konkordato küresel ekonomik krizle sarsılan ülkemizde son üç aydır ismini sıkça duyduğumuz bir hukuki müessese. Konkordatoyu en basit ve kısa haliyle, özellikle kısa vadeli borçlarını ödeyemeyen şirketlerin, alacaklılarla mahkeme huzurunda anlaşarak borçlarını yapılandırma sözleşmesi olarak ifade edebiliriz.
Konkordatonun iflastan başlıca farkı nedir?
Nakit akışında sıkıntı çeken şirketleri bekleyen tehlike iflastır. İflas teknik olarak da gerçekleşebilir, şirketler fiilen de iflas edebilir. İflasla birlikte artık ortada bir şahıs veya şirket yoktur. Eğer bir teknik iflas hali varsa tasfiye sürecini yöneten bir iflas masası vardır. İflas masalarının görevi şirketin malvarlığını tasfiye edilir. Oysa konkordato halinde şirket, çalışmakta, üretmekte, kazanmaktadır. Şirket yönetimi borçları yeniden yapılandırarak ödemeyi taahhüt eder. Şunu belirtelim; konkordato şirketlerin iflastan önce başvurduğu son hukuki çaredir. Konkordato sürecinde başarılı olamayan şirketleri bekleyen tehlike iflastır ki, bu iflas genellikle teknik iflastır.

Hükümetimiz bu konkordato müessesini yeniden ihdas etmekle ne amaçlanmış olabilir?

Devletimiz, tüm dünyayı sarmalayan ekonomik krizin elbette ki görebilmiştir. Krizin henüz çokta hissedilmediği çokça tedbir alındır. Konkordato bu tedbirlerden biridir. Zira bu müessese günün ekonomik şartlarına göre yeninden düzenlenerek getirilmemiş olsa idi, bu gün nice büyük şirketin iflasına şahit olacaktır. Sonuç olarak konkordato, ekonomik krize karşı bir tedbirdir.
Yeri gelmişken soralım. Konkordatonun iflas erteleme kurumundan farkı nedir?
Bu soruya genişçe cevap vermek mümkün ancak esaslı birkaç farka işaret etmek yeterli olacaktır. Bir kere konkordato sürecindebaş rol oyuncuları alacaklılar ile borçludur. Borçlu bir konkordato teklif eder, sonra alacaklıları bu konkordato teklifini kabul etmeye ikna etmesi gerekir. Alacaklıların bir kısmının ikna edilememesi halinde konkordato davası reddedilir. Oysa iflas ertelemede mahkeme ve iflas erteleme isteyen borçlu başat oyuncudur. Borçlunun teklifini mahkemenin kabul etmesi halinde iflas erteleme süreci başlamaktaydı. Konkordato sürecinde mahkeme, komiseri eliyle süreci yöneten hakem gibidir.
Konkordato davası açabilmenin şartları nelerdir?
Vadesi gelmiş borcunu ödeyemeyen bir şirket veya şahıs konkordato teklif edebilir. Bununla birlikte üç ay sonra vadesi gelecek bir borcu ödeyemeyeceği anlaşılan şirket veya şahıs da konkordato teklif edebilir. Buna göre konkordatonun asgari şartı özellikle kısa vadeli borçlarını karşılayacak nakit akışından mahrumiyettir, diyebiliriz. Diğer taraftan bu borçların nasıl ödeneceği hakkında somut verilere dayanan gelir kalemlerinin olması ve taahhüt edilmesi gerekir. Örneğin şirkete yeni ortak almak veya sermaye artışı suretiyle nakit akışı sağlanması, böylece borçların ödenmesi sağlanabilir.
Konkordato başvurusu nasıl yapılıyor ve nereye yapılıyor ?
Bu sorunun cevabını, İcra iflas Kanunun 285 ve devamı maddelerinde görmekteyiz. Konkordato başvurusunun nasıl yapılacağı, başvuru dilekçesine hangi evrakların ekleneceği, bu evrakların hangi bilgileri içereceği belirlidir. Konunun uzmanı hukuk büroları bu teknik ayrıntıları iyi bilirler. Burada bir hususu hatırlatmam gerekir; bazen konkordato dilekçelerinin ve sair başvuru belgelerinin üstünkörü hazırlandığı oluyor. Mahkemeler, uzman olmayan hukuk bürolarınca üstün körü açılan konkordato davalarını reddetmektedir. Konkordato başvurusu borçlu şirketinfaaliyet merkezinin bulunduğu yerin ticaret mahkemesine yapılmaktadır.
Avukat hanım mahkemeler konkordato dava her şirkete mühlet veriyor mu?
Biraz önce belirtmiştim. Mahkemeler, uzman olmayan hukuk bürolarının dilekçeleri geri çevirmektedir. Ancak davanın usulüne uygun olarak açılması durumunda mahkemeler, iyi niyetli borçlunun talebini hemen değerlendirmekte hem borçluyu hem de alacaklıları korumaya yönelik tedbir kararları almaktadır. Bu kararlarla birlikte artık konkordato süreci başlamıştır. Bu sürecin ilk safahatına geçici mühlet denilmektedir. Bu mühlet kural olarak 3 aydır. Ancak kimi durumda bu üç ayda yapılacak iş ve işlemler bitirilemez. Bu durumda mahkeme, bu sürenin 2 ay uzatılmasına karar verir ki, geçici mühlet böylece en fazla 5 ay devam edecektir
Konkordato mühletinin somut tezahürü nedir?
Öncelikle alacaklılar bakımından şunu ifade etmeliyiz ki, alacaklı konkordato mühletiyle birlikte borçlu hakkında icra takibi başlatamaz, başlatılan takipler de duracaktır. İstisnai kimi durumlar hariç bu konkordato mühletiyle birlikte faiz işlemez. Diğer taraftan ihtiyati haciz kararlarıyla birlikte haciz takipleri de yapılamaz. Burada bir meseleye açıklık getirmek istiyorum. Mahkemelerin ihtiyati haciz kararı vermesiyle bu kararla icra takibi yapılması farklı şeylerdir. Konkordato nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği düşüncesi doğru değildir. Doğrusu ihtiyati haciz kararı alınabilir. Ancak kararla icra takibi yapılamamaktadır. Bu durumda ihtiyati haciz kararı almanın pratik bir fayda olmayabilir. Avukat arkadaşların, konkordato ilan etmiş şirketler hakkında ihtiyati haciz için dava açar iken dikkatliolmaları gerekir. Öte taraftan diyelim ki, konkordato öncesi iyiniyetli borçlu hakkında bir takip yapılmış olsun ve bu takip kapsamında kimi mallara muhafaza tedbiri uygulanmış olsun; işte konkordato teklifiyle bu malların iyiniyetli borçluya iadesi gerekir. Keza iyiniyetli borçlunun banka hesaplarına konulan blokeler, elektronik hacizler de kalkacaktır. Şu hususunda bilinmesi gerekir; alacakları rehinle temin edilmiş, konkordatoya rağmen rehnin para çevrilmesi yoluyla takip yapabilirler ise de o rehinli ve/veya ipotekli malların muhafaza edilmesi veya satışları yapılamayacağından iyiniyetli borçlu yine icra tehdidinden kurtulmuş olur. Diğer taraftan borçlu şirket artık, konkordato yokmuş gibi yönetilemez. Kime ne kadar ödeme yapılacağı, konkordato öncesine ait borçların nasıl ödeneceği artık komiserlerin bilgisi ve izni dahilinde belirlenecektir.
Avukat hanım ipotek alacaklısı konkordato mühletiyle birlikte alacağına erişmediğine göre özellikle bankalar artık ipotekli mal üzerinden borç tahsili yapamayacaktır. Doğru mu?
Esasında tam öyle değildir. Bir kere yukarıda sözünü ettiğimiz tedbir kararları, konkordato mühleti belirli bir süreyle sınırlıdır. Sürenin bitiminde ipotek alacaklısı alacağına erişme imkanına sahiptir. Aksi halde borçlu iflastan kurtulur iken alacaklılar iflasa sürüklenir. Nihayet amaç, iyiniyetli borçluya bir nefes vermek, onu borçlarını öder hale getirmektir. Buna bağlı olarak belirli bir ödeme planına göre alacaklılara alacağına kavuşma imkanı sağlamaktır.
Borçlunun, konkordato teklifi hakkında bütün alacaklıları ikna etmesi gerekiyor mu?
Bu soruya doğrudan cevap vermeden önce bir hususa temas etmem gerekir. Ticaretle iştigal eden her işadamımız bilir ki, borçlu iflas ederse alacaklı alacağının gerçekten çok cüzi bir kısmını alır. Alacağının o kısmını da ne zaman alacağını bilemez. İflas halinde bir belirsizlik vardır. Oysa konkordatoda borçlunun hukuki ve mali kimi imkanları vardır. Bu imkanlara göre alacaklılar alacağını vadeli veya biraz tenzilatlı haliyle alacaklardır. Alacaklı açısından bir alacağın noksan da olsa tahsil edilmemesi, belirsizlikten çok daha iyi bir ihtimaldir. İflas tam bir belirsizlikler halidir. Sorunun cevabına gelince; konkordato teklifinin bütün alacaklıların kabulüne bağlamak bu müessesenin uygulanmasını imkansız kılar. Kanun koyucu, bu konuda belirli oranda alacaklı ve alacak çoğunluğunun sağlanmasını yeterli görmüştür. Kayıt altına alınmış alacaklı sayısının, hem de toplam alacak tutarının en az yarısını temsil eden kişi ya da şirketleri ikna etmek yeterlidir. Veya kaydedilmiş alacaklıların ¼’ünü ve alacak miktarının 2/3’ünden fazlasına sahip alacaklıları ikna etmek yeterli görülmüştür.
Kısa vadeli borçlarını ödeyemediğinden konkordato ilan eden bir şirketin, finans kaynakları bulması mümkün mü veya yeni finans kaynakları bulmayı taahhüt etmesi ne kadar gerçekçi olabilir?
Doğrusu meseleyi doğru yerden yakaladınız. Gerçekten öyledir, borçlarını ödemekte zorlanan şirketin dışarıdan sermaye bulması veya yeni finans kaynaklarına erişmesi zordur. Ancak ekonomik piyasanın birçok aktörü bulunmaktadır. Kimse yıllarca emek vererek büyüttüğü şirketinin yokluğa karışmasına razı olmaz. Belki, kâr marjını düşürerek üretimi artırarak sürüm değeri oluşturur, şahsi birikimden sermaye nakli yapılabilir. Bir de herkes büyük kârlarla çalışılamadığını veya çalışamayacağını bilmektedir. İş adamları birikimlerini yatırıma dönüştürmek istiyorlar. Örneğin çocuk bezi ihraç eden bir şirket, bu şekilde bir sermaye artırımı ile finans temin etmişti. Her sorunun birden fazla çözümü bulunmakta, borçlu iyi niyetli olduktan sonra nihayet bir çözüme erişmek mümkündür.
Avukat hanım verdiğiniz bilgilerden konkordato mühletinden en çok bankaların olumsuz etkilendiğini anlaşılmaktadır. Doğru mu?
Biraz önce küresel krizden söz etmiştik. Bu krizin az veya çok sirayet etmediği sektör yoktur. Dolayısıyla sualin cevabını büyük fotoğraf içerisinde aramak gerekir. Banka, vadesi gelen bir alacağını ipoteği paraya çevirmek suretiyle tahsil edebilir. Biliyorsunuz bankalar kredi vermeden önce üzerine ipotek koydukları taşınmazların değerini kendi eksperi eliyle tespit eder, bu tespitin % 70’i kadar kredi verir. Bu kredi ödenmediğinde taşınmazın bedeli borcu kapatır. Oysa şimdi durum farklıdır. Küresel kriz belki de en çok gayrimenkul piyasasında etkili oldu. Bankalar bu durumu en iyi bilek piyasa oyuncularından biridir. Dolayısıyla bankalar, alacağını belirli miktarla tenzilatlı da olsa almayı tercih edeceklerdir. Bankalar alacaklarının ipotekle temin edildiğine güvenerek kendilerini konkordato ilanı sürecinde rahat görmemelidir. Bir kere eğer ipotekli taşınmazın değeri alacağı karşılamaya yetiyorsa bankalar, konkordatonun tasdiki için gereken nisapta hesaba katılmazlar. Buna göre borçlunun diğer alacaklılar bakımından yeterli nisaba ulaştıktan sonra bankaları ikna etmek için uğraşmak durumda değildir. Ancak banka, rehinle karşılanamayan alacağı varsa bu alacağını komisere beyan ettirecektir. O zaman konkordato, hem adi borçları hem de teminatsız banka borçlarını yeniden yapılandırmadır, diyebilir.
Avukat hanım öyle anlaşılıyor ki bu konkordato, hem muhasebeciye hem de avukatlık işlerine bakan yönleri olan hayli karmaşık bir süreç. Bir hukuk bürosunun bu işin üstesinden gelmesi nasıl mümkün olabilir?
Konkordato davaları açmak ve takip etmek bir ekip işidir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49

banner48