Malum olduğu üzere “hayır” kelimesi sesteş bir kelimedir. Hem sadaka ve iyilik gibi anlamlara gelir hem de kabul etmeme yani ret anlamına gelen “hayır” vardır. İlginçtir ki ikisi de korur insanı. İyilik ve sadaka anlamlı “hayır” Rabbimizin bir lütfü olarak insanı korur. Ancak benim mevzubahis ettiğim hayır ret anlamındaki hayırdır.
 Bu konu o kadar önemlidir ki İlkokul öğrencilerine ilk önce öğretilmesi lazım gelen konuların başında yer almalıdır “hayır şemsiyesi”. Çünkü küçükken oluşturulması gereken bir bilinçtir bu. Kötülük değildir hayır diyebilmek, aksine kötülüğe ret cevabı verebilmektir. Bunu iyi anlayamaz ve anlatamazsak sevdiklerimize, ömür boyu yaşayacağı tüm sorunlarda olacak payımızı hesap etmeliyiz.
Hayır ve evetlerimizdir bizi biz yapan. Bu ikisini çıkaracak olsak hayatımızdan bir hiçtir, anlamsızdır. Anlamlı kılacak şey ise bu iki kavramı doğru kullanabilmek özellikle “hayır”ı kime ve hangi durumlarda söyleyebileceğimizin bilincidir. Bu bilinç nasıl elde edilir? Tabiî ki bizi biz yapan içsel ve çevresel öğelerden. Bu iki öğe ayrılamaz bir işleyiştir. Ben beni oluşturacak öğeleri kontrol edebildiğim vakit sağlam bir kişiliğe ulaşabilirim aksi halde bu zincirin her bir halkası birbirine dolanır ve istenmeyen bir sonla bitiririz ömrümüzü.
 Hayatımızın en önemli kavramlarından biri olan “merak”a da bazen “hayır” çünkü bu zamanda abartılı sipariş meraklar insanları oyalamakta ve zamanlarını çalmaktadır. Merak etmiyorum! Kalabalığı başına toplayan dolandırıcının ne sattığını, komşuya misafirliğe kimin geldiğini, karşıdakinin sülalesini, yedi ceddini, mal varlığını merak etmiyorum.
Şok şok şok diye bağıran sesi. Bir dizinin fragmanını ve bir dahaki bölümünü. “Kahramanımız bu bölümde ne yapacak?... Karşısına kim çıkacak?... Kötü kadın ölecek mi?...” Veya bir reklamı, bir magazin programını vs. Bangır bangır bağıran bu anonsları merak etmeyebilmeli insan. ???? soru işaretlerini saçarlar ya her yana. Sürer bu ısrarla. Öylesine yapılan bir iş değildir. Merak uyandırmak, İlgi çekmek ve belki de zapt edebilmek sevdası yatar bu çabalarda. İşte bütün bu yaygaralara hayır diyebilmeli insan.
Çocuk kendisine art niyetle yaklaşacak her bir kişiye, genç özellikle genç, zarara çağıran arkadaşına, yetişkin kendisini esas önceliklerinden uzaklaştıracak tüm etkenlere hayır diyebilirse ve her bir kişilik onu madden ve manen zararlara yöneltecek etken ve kişilere hayır şemsiyesini açabilirse her tür mobbing etkilere direnç gösterebilse, erdemli insanlar oluşur işte. Bu insanlardan oluşmuş toplumlarda gerçekten problemlerini çözebilen toplumlar olur.
Elbet bütün bu bahsettiklerim zordur, ama zor kıymetlidir ve meyvesi pek şirin olur. Bir kartopu dağdan yuvarlanırken sadece gedikleri takip eder. Üzerine çerçöpün yapışmaması için yuvarlanmak istemezse bir kar tanesidir tepede ve öylede kalır ancak.
 Bünyemizde olanlar üzerimize yapışan çerçöplerle kapanmaz. Esas münhal yerlerde bir libas örtülüdür.  Bu cevherin üstündeki çerçöpleri temizle ki ışıldasın. Yani hayat tarzımız, felsefemiz, frenlerimiz, akışlarımız ve alkışlarımız olan biz aydınlansın. Biz meraklarımız ve "hayır"larımız nezdinde biziz. Birilerinin imrendirdiği şeyleri boynumuzun borcuymuş gibi takip etmemeliyiz.
Doğru bilinçlenmiş, kendine aktivist, sağlıklı bir toplum ve hayırlarda yarışan bireylerden olma dileklerimle saygılar. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49