69 Yıl önce kurulmuş bir örgüt var dünyada, adı Birleşmiş Milletler. Özde illet olan birkaç milletin yapacaklarını meşrulaştırmak adına üye sayısını 193 e çıkararak lokalde birleşmiş totalde birleşmemiş bu örgütü sorgulamak adına biraz inceleyelim.
Birleşmiş Milletler Örgütü (BM), ressam olamamış Hitlerin etkisi ile 24 Ekim 1945'te kurulmuş dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslar arasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak için kurulan uluslararası bir örgüttür. Birleşmiş Milletler kendini "adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş" olarak tanımlamaktadır.
Örgütün yönetimi New York'ta bulunan genel merkezinden yürütülür. Örgüt yapısal olarak idari bölümlere ayrılmıştır; Genel Kurul, Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Yönetim Konseyi, Genel Sekreterlik ve Uluslararası Adalet Divanı. Örgütün en göz önündeki merciisi Genel Sekreterdir.
Mutlak veto yetkisine sahip ülkeler ABD, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Birleşik Krallık ve Fransa'dır. Ne hikmetse son birkaç yüzyılda en büyük katliam ve soykırımlar hep bu ülkelerce yapılmıştır ve en çok kazanan silah tüccarları da bu ülkelerdir. Bu ülkeler kadar etkin bir ülke daha vardır ki anası babası belli olmayan bu ülke soykırımdan ‘Soykırım ve katliam yapmak için kurtulmuş İsraildir.
Daha ziyade, görüşülen durumlar hazırlanan raporlar, endişe ve uyarmalarla “çaresizlik” görüntüsü ile safı oynamasında profesyonelleşen bu örgüt İslam milletleri adına pek te birleşmezken Sırplar için öyle bir güzel birleşti ki Hollandalı komutanın yetkisi ile Boşnakların elindeki silahlar teslim alınarak Sırp çakallarının önüne dımdızlak bırakılan binlerin katledilişini seyretti birleşen bu milletler.
Arka toplayıcılık göreviyle, İkiyüzlülüğü ile dillere destan olan bu örgüt Suudi kralının zorla alıkoyduğu kızları için, Her türlü seçeneğin masada olacağını söylerken, Twitter için Türkiyeye ağır suçlamalarda bulunurken Suriye’de, Mısır’da Filistin’de Arakan’da Doğu Türkistan’da, Irakta ve bütün dünyada barbarca öldürülen, türlü işkenceler gören, tecavüzlere uğrayan, sürgünler yiyen milyonlar için çok güzel modifikasyonlar tasarladığını görmemek için kör olmak lazımdır.
Pakistandaki 73 bin kişinin ölümüne yol açan depremin ardından BM’nin vaat edilen yardımların sadece dörtte birini ulaştırması da tesadüf olamaz. Milyonların savaşlarla, açlığa mahkûm ettirme ile katledildiği Ruanda, Somali ve tüm Afrika’da BM yine ağırdan almış ve batı çıkarlarına uygun çıkarların yerleşmesine kol kanat germiştir. Böylece Afrika varlık içinde yokluk yaşayan ölü kıta haline getirilmiştir.
Bugün büyük savaşları engelleme misyonunu ara soğuklarla çok güzel ayarlayan, birbirine düşürülen milletlerin benliklerinin çalınmasını düzenleyen BM, kimin ölüp süründüğüne bakmaz. Çıkarlar korunsun gerisi teferruattır. Kendi öldürüp kendi ambulansını göndermekten başka bir şey yapmaz.
‘Holokost’ yani nazi soykırımının ritüellerinin Gazzeli müslümanlara uygulayan İsrail Özellikle bu günlerde öldürdüğü yüzlerce çocuk, kadın, erkek Müslüman’ın durumunu açıklarken “iyi ettik az bile ettik” ifadelerini cüretkârca söylemesine BM ne tepki verir sizce. Sanırım Ban Ki-mun’un surat ifadesi BMnin tepkiselliğinin iyi bir göstergesidir.
İftar sofralarını kana bulayan bu zalimlere beddua etmenin yanı sıra en az onlar kadar inanmış, uyanık, çalışkan ve birlik olabilecek bir Müslüman profilini sağlayamadığımız müddetçe mazlum olarak kalmaya devam edeceğiz korkarım.
Saygılarımla…
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49