“Köylerde Hayat Kalmadı”

Geçmişten beri yaşadıkları köyü, zor yaşam koşulları nedeniyle terk etmek zorunda kalan vatandaşlar, yerleştikleri şehirlere alışmakta zorluk yaşıyor.

 

Kırsal bir yapıya sahip olan Şanlıurfa’da temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olurken, bu sektörlerin desteklenmemesi nedeniyle köyler terk ediliyor. Başta Şanlıurfa olmak üzere daha birçok kente yerleşen vatandaşlar, şehir hayatına alışmakta zorluk yaşarken, öte yandan kent merkezlerinde çeşitli sorunların yaşanmasına neden oluyor. Eğitim, sağlık ve altyapı konularında sıkıntılar yaşanmaya başlanırken, bu sorunun önüne geçmenin tek yolu tarım ve hayvancılığın desteklenmesi olarak görülüyor.

 

“KÖYLERDE HAYAT KALMADI”

 

Dedesinin satın aldığı ve 3 neslin yaşadığı köyü terk ederek, kent merkezine yerleşen Yavuz Ceylan, hayatın pahallılığı karşısında köylerde yaşamın zorlaştığını söyledi. Geçimlerini tarım ve hayvancılıktan sağladıklarını belirten Ceylan, bu iki sektörün de kendilerine kazanç bırakmadığını söyleyerek, “kendimi bildim bileli köyde yaşıyoruz. Dedemler, zamanında buraya yerleşmiş ve burada yaşamaya başlamışlar. Biz de bu nedenle köyde hayatımızı sürdürdük. Ama artık şartlar o kadar değişti ki; Köy hayatı yaşanmaz bir hal aldı. Çiftçiliğin masrafı çok, geliriz azdı. Hayvancılıkta mera sıkıntısı yaşıyorduk. Aynı zamanda hayvan fiyatları yükseleceği yerde git gide düşüyordu. Tek çaremiz köyden kaçmak oldu” diye konuştu.

 

KÖYDE AĞA, ŞEHİRDE HAMAL

 

Şanlıurfa Viranşehir arasında yer alan İnan köyünde yıllarca yaşamını sürdürdüğünü söyleyen Ceylan, köydeki işler için yanında eleman çalıştırdığını ve ağa gibi bir yaşamı olduğunu söyleyerek, şehre yerleştikten sonra hamallık yapmaya başladığını belirtti. Köyde toprağını işlettiklerini ve masrafların altından kalkamadıklarını belirten Ceylan, köyde ağalık yaşadığını ancak, sürekli zarar ettiklerini belirtti. Bütün kazançlarını masrafa verdiklerini belirten Ceylan, “köyde hem hayvanımız vardı, hem de tarlamız vardı. Yanımızda adam çalıştırıyorduk. Bilindiği gibi işçiler çalışınca iş sahibi çalışmıyor ve bu da ağa hayatı olarak tabir ediliyor. Bizimkisi de öyle bir hayattı. Baktık olmuyor, şehre taşındık, burada iş bulamayınca, hamallık yapıyorum. Toprağı satılığa çıkardım ama satılmıyor. Satılırsa burada kendime iş yeri açacağım” dedi.

 

“ALIŞMA SÜRECİ ÇOCUKLARI OLUMSUZ ETKİLİYOR”

 

Köyden şehre yerleşen ailelerin çocukları, şehir hayatına ayak uydurmakta zorluk yaşarken, uzmanlar, bu süreç içerisinde çocukların olabildiğince iyi vakit geçirmesi gerektiğini söyledi. Köy hayatına alışan çocukların, şehrin dar sokaklarına alışmasının zaman alacağını belirten uzman Tuba Mutlu, “bilindiği gibi bir yerden farklı bir yere göç edince oraya alışmakta güçlük çekiliyor. Bu durum yetişkinler için de geçerli, bir de çocuklar, köy hayatına alışmış, açık ortam, temiz hava ve arkadaş ortamı derken, bir anda ortam değiştirince olumsuz etkilenebiliyor. Bu nedenle çocukların olabildiğince iyi vakit geçirmesi gerekiyor. Kısa zamanda arkadaşlarıyla kaynaşması için ailelerin komşuluk bağını iyi kurması gerekiyor. Aynı zamanda çocuklar bir okulu bırakıp farklı bir okulda eğitim görecekler. Yeni öğretmenler, yeni ortam ve arkadaşlar çocuklar üzerinde etkili olabiliyor. Ailelerin bu süreç içerisinde çocuklarına iyi sahip çıkmasını öneriyoruz” dedi.