Başta Harran ovası olmak üzere tarımsal faaliyetler, Türk tarihinde de belirtildiği gibi, insanların tarıma yerleşik yaşama başlaması ile tarım faaliyetleri yapılmıştır. Türk insanı, çiftçilik yaparak hem beslenme sorunlarını çözmüş hem de  ekonomik faaliyet olarak gelir elde etme gayreti göstermiştir. Eski çağlarda devletler kurulurken yaşamları için tarım alanlarına ihtiyaç duyarlardı. Dünya'nın dördüncü kutsal şehri Şanlıurfa'nın varlığı tarım alanı ve kültür hazinesi olan, Harran ovasına borçludur. Bu tarihi özelliğinden dolayı her zaman dikkatleri üzerine çekmiştir. Ayrıca sanayi ötesi toplum ülkeleri ve yurtiçindeki uzantıları tarafından tarımın modernleşmesi ve reel sektörün gelişmesi ne yazık ki, engellenmiştir.
     Fiziki yapısı tarımı etkileyen bir diğer husus da topraktır. Sanayi ötesi toplum ülkelerin en büyük sorunu, artan nüfusun, şiddetli beslenme sorunlarıyla karşı karşıya olmasıdır. Beslenme sorunlarını çözmek için, başta Harran ovası olmak üzere Türkiye de verimli topraklar; gelecek vaat etmeyen desteklemelerle, tarımın yeniliklerle tanışmasını engelleyip, her sezonu aynı ürünlerle devam ettirme stratejileri uygulanmaktadır. Son yıllarda ülkemiz genelinde olduğu gibi Harran ovası'nda da verimli topraklar çölleşmeye doğru gidiyor ve bu tür alışkanlıklar da, üzülerek ifade edeyim ki, Büyük Türk milletinin geleceğini teminat altına alacak bir  projenin olmaması dikkat çekicidir.
      İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek için beslenmek zorundadırlar. Beslenmenin ana temeli de tarımdır. Dünya da hangi ülkeye bakarsanız bakın, ister sanayi ötesi toplum olmuş ülke olsun, ister gelişmemiş ülke olsun, tarım ekonomik faaliyetlerin ana aktif maddesidir.
     
       30 Mart Borsası Senetleri ve Önderler;
 
       Türkiye genelinde bakıyorum, bu bahar arifesinde tarlası ve diğer işleri ile uğraşma yerine, 30 Mart borsasında hisse senedi alma ve satma yarışına odaklanmış olup, jet hızı ile zengin olma peşindeler. Bu borsa da alınan hisse senetlerinin, Allah korusun, ileride felaketler getireceğinin farkındalar mı acaba?
        2014-Aralık ayından beri, borsada hisse alım satım yarışları başlamıştır. Hisse satan geçici bir süre maddi açıdan rahatlayıp geleceklerinin ne olacağı hesabı yapılıyor mu?  Borsada hisse oynayanlar da, Nasrettin Haca'nın göle maya çalma hesabı gibi. Türkiye genelinde ve Şanlıurfa da Cenab-ı Allah'ın da haram kıldığı bu tür alışkanlıklar devam ediyorsa, vay halimize.
     Vatan sevgisi laf ile olmaz, icraat ile olur. ALLAH'a inanan ve asalet sahibi (Soylu) olan, Allah'tan korkan ve samimiyetle Müslüman’ım diyebilen insan, 30-Mart borsasında oynamaz, çünkü Haram'dır. Benim şu kadar gücüm var borsa değeri x rakamdır, borsacılar tarafından değer biçilip ve böylece alışverişler tamamlanıyor.
      İtimat kazanmanın en belli başlı yolu, ona layık olmaktır. İtibar kazanmanın en büyük elemanı, karakterdedir. Aynı şey, sizi değerlendirip itimat kazanmanın en büyük âlimidir. Bir insanı gerçekten tanımak mı istiyorsunuz? Onun, alışkanlık ve ilgilerine eğiliniz, onları öğreniniz. Alışkanlıklarımız, ilgilerimiz kişilik yapımızın temel öğelerinin belirtilerdir. Hayatımızı şekillendiren tepkilerimizin, tümü, bunlarla bütünleşir.
       Yaşam görüşü, yönelişi kişiden kişiye değişir. Alışkanlıklarımız, ilgilerimiz, anlık düşüncelerimiz ve bencil oluşumuz, bunda büyük rol oynarlar. Görüş bilinçlerimiz başka da olsa, dünyayı alışkanlıklarımız ve ilgilerimiz açısından yaşarız.
       Alışkanlıkları değiştirmek en güç uğraşlardan birisidir. Bunu başarmak kendi nefsimizi (İrademize hâkim olmak) yenmektir. Kişinin kendisini yenmesi başarıların en güçlüsü ve yücesidir. Orduları yenenlerden değil, kendilerini yenenlerden korkmalıdır. Bir orduyu yenen güç, başka bir orduya yenilebilir. Kendisini yenen, tüm doğal ve toplumsal engelleri yıkacak gücü kendisinde görebilen kişidir ki, böylelerinden korkulur. Beğenilir, alkışlanır. Bu nedenle, ilgi ve alışkanlıkların üzerine gidebilmek büyük güç ve İman kuvveti ister. Ama kişiliğimize katmak gerektiğini saptamak, kişiliğimizi değiştirmede ön etüt (Girişim) olması gerekir.
       Bir düşüncesi ve vijdanı olduğu, hürriyete bağlandığı, daima iyiye ve ALLAH'dan korktuğuna, anlık düşünce ve bencil davranmayıp, kabiliyetli olduğu, sulhu özlediği, ALLAH'ın ve T.C  Kanunlarının yasaklarına teşebbüs etmeyen, onurlu, şerefli asil ve varlıkların daima en mükemmeli olmaya layıktır.
      Tasarruf etme kültüründen mahrum ve lüzumsuz harcama alışkanlıklar yüzünden Türk ekonomisini sarsmaktadır. Üretim ve katma değerden mahrum kalmamıza sebep olmuştur. Türk milletini lüks tüketime alıştırıp, tembellik ordusu yaratılıyor. Strese neden olacak faaliyetlerden uzak kalmak, huzurlu ve sağlıklı olmak demektir. Politika ile ilgilenmemiz lazım; eğer ilgilenmezsek, Türk halkı olarak 30 Mart Borsa'sının tüccarlarına bizi yönetme imkânını vermiş oluruz. Bu kültür ve ahlaka sahip, insanlara destek verdiğimiz zaman onlarla farkımız yoktur. Kimse çıkıp ben 30- Mart borsa tüccarlarından daha asil ve onurluyum diyebilir mi?
       1960, 1970 ve 1980’li yıllardan günümüze kadar Türkiye’de çeşitli tezler denendi, ama hiç bir sonuç elde edilmedi. 30-Mart günü borsası ve Şanlıurfa üzerinde de büyük hisse senetleri için ekonomik oyunlar oynanıyor. Allah korusun.
 
       Yeniden buluşmak dileği ile…