Gökkuşağı yedi renk ve her renk ara geçişleri ile rengârenk. Dünya gibi insanlık gibi.. Ama ne dünya, insanlığın tüm renkleri çalınmada, kızıllığıyla kanatmakta canım gökkuşağımızı birileri. Dünyaya bu payı biçen o birileri ışıl ışıl masum ve arınmışlar ya kork işte onlardan masum yüzlü canilerden yamyamlardan.
 Akşam bir ara tv 8 de Saba Tümer’in sunduğu bir yarışma dikkatimi çekti. Öyle ya kaçış yok bunlardan her yan zap edilmiş, bir kanalı değiş diğeri zehir. Neyse önce erkek konukların giyinişleri çekti dikkatimi. Gerek müzik gerek oyunculuk neyse medyanın akıl çelen engin denizlerinin figüranları dapdar pantolonlar erkeklerde, kadınlarsa bir türlü. Esas ayrıntı halıda, halı gökkuşağı. Ne hikmet değil mi tamda bu LGBT lerin gündemde olduğu şu sıralarda.
 Sübminal mesaj emzirtirdi ya medya, bunlar artık onun da üstü daha bilinçaltı ile neye yorulsunlar ki al sana eşcinsellik sempatisi. Bayrakları halıda. Başka sahne olanakları ve ya halı çeşitleri tükendi de gökkuşağının masumluk ve can alıcılığının içine edip bayraklaştırdılar, yeni doğan bir ülkünün ışıltılı sancağıymış gibi.
 Medya, reeli ile sanalı ile kılıçsız savaş makineleri. Tv lerdeki buna benzer çabaların benzerlerini gençlik dizilerinde de gümbür gümbür sunulmakta. Gözünü sevdiğim Cüneyt Arkınlar, Kemal Sunallar, nede masumlarmış, şimdi yüzlerce aperatif gençlik dizisi şırıngalarını sırf cinsellik ve çılgınlık duygusu ile doldurmuş, kaçak gelinler, aşk zamanı, aşk yeniden, güneşin kızları, yazın öyküsü, çilek kokusu, kiraz mevsimi, inadına aşk, adı mutluluk, ilişki durumu karışık, kiralık aşk ve benzeri dizilerle genç beyinleri ucube fenomenlerle dumura uğratmakta ve absorbe edilmekte yeni nesiller.
 Bu nasıl bir güç ki ülkeler yıkıyorlar ülkeler iflas ettiriyorlar. Yüz bin kişiyi bir anda toplayıp ellerine bir bayrak tutuşturup ki Lailahe illalah örgülü hem de, kes diyince kesiyorlar yak deyince yakıyorlar kurşuna diz diyorlar o dakka. Bir anda nasıl da velev ki ibne oluyor veya sempatik ateistlere dönüştürülebiliyor birileri. Bu güç paranın gücü ve birikmiş ideallerden başka bir kaynakla beslenmese yürütülemez.
 Bu gücü biraz olsun anlamaya çalışmak bile başını döndürüyor insanın. İzlanda’yı, Yunanistan’ı tefecilikle borç batağına koyan “akbaba” lakaplı Yahudi tefeciye mi şaşalım yoksa ülkelerin merkez bankalarını avuçlarının içinde tutan birkaç Yahudi aileye mi, ya da hem silahlarıyla para kazanıp hem de Müslümanları bir damla kana bulaşmadan böyle seri bir şekilde katletme becerisini nasıl biriktirdiklerine mi. Kim bunlar. Tüm dünyayı parmaklarının ucunda kısa, orta ve uzun vadeli planlarla oynatan haritalar çizip haritalar bozan güç neyin nesi.
 Bir an düşünüyor da insan bu bilincin nasıl bir panzehiri olabilir orta doğuda durmayan kana, İstanbul’da eşcinsel fosiptiğine, dini “cı - cu” gibi eklerle yıllardır nasıl parçalayıp yuttuklarına karşın bir söylem arıyor hafzalam. Bizi bize döndürecek, yedi rengi temizleyecek bir söylem.    
 Bilen varsa lütfen söylesin. Tükenmekteyiz farkında değiliz. İnancın birleştirici fonksiyonlarını aktive edecek söylemler bulmalı, sanal alemlerde profil resimlerini tamamen çalınmış gökkuşağı renkleri kapatmadan hem de birileri. Irk mezhep, kültür farklarını birleştirecek bir söylem başımız daha fazla dönmeden…
 Saygılarımla…
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49