Okulların açılıyor, eğitimcileri, öğrencileri ve velileri yeni eğitim öğretim yılının heyecanı sarıyor. Özellikle birinci sınıflar için çok önemli gördüğüm bu ilk yılda aileler ve eğitimci arkadaşların dikkat etmesi gereken bazı konular vardır.
 
Aileler çocuklarının bu önemli devresinde onların yanında olarak okula uyumlarını sağlamak için eğitimcilerin rehberliğinde gerekli hassasiyetleri göstermelidir. Bu konuda iki zıt resim gözlenmektedir. İlki biraz daha duyarlı ve maddi yönden problemsiz veli profili ki bu velilerimizin çocuklarına duydukları aşırı imtina nazlı ve aileye bağımlı öğrenci oluşturduğundan ilk günler ailesini terk edemeyen sınıfa uyum sağlayamayan öğrenciler olarak eğitim ortamını zorlaştırıcı etkilere sebep olacaktır. Bir öğrencimin ailesinin aşırı duyarlılığı, sınıfta annenin gelip birkaç defa ter bezleri değişmesine sürekli yiyecek ve içecek takviyesi ile çocuğun ağzının boş kalmamasına sebep oluyordu. Böylece diğer öğrenciler de olumsuz etkilenirdi.
 
Çocukların çeşitli yiyecek ve içeceklere mesafesinin uçurumlaştırılmasına sebep olan bu tür veliler bilmeden hem çocuğuna hem diğer çocuklara zarar verdiklerinin farkında değillerdir aslında. Bu fakirlik ve zenginlikle de ilgili olmuyor bazen. Veli fark oluşturmak adına çocuğuna ayrıcalık oluşturma adına kişiliğinde bazı onarılması güç problemlere sebep olur aslında.
 
Bir diğer veli profilinde ise boş vermiş umursamaz veli tipi. Bu veliler çocuklarının okul yaşının gelip gelmediğini dahi sorgulamayan es kaza bir şekilde okula gönderirse de çocuğunu, yıllarca okula hiç uğramayan, ilgisini, çocuğun araç gereç ihtiyacını, hep esirgeyen velilerdir. Birde yaşlı evliliklerin çocukları var ki içler acısı. Baba 75 yaşında çocuk birinci sınıfa geliyor anne genç ama umursamaz. Bir örnek vardı yakın zamanda, bu kız çocuğu saçı bitlerle dolu her gün altını ıslatır ve veli ben yaşlıyım, ne yapabilirim diyor, bu çocuk o haliyle bir yıl geçirdi okulda.
 
Merhamet, merhamet, merhamet.
 
Gelelim eğitimci arkadaşlara. Öğretmenlik elbette ki kişilere münhasır yöntem ve tekniklerin konuşturulduğu, kişiliklerin akıştığı bir alışveriştir. Elbet her bir yiğit farklı bir tarzda yoğurt yiyecektir ancak gönül anahtarının açamadığı yüreklere hiçbir şey aktarılamayacağı da bilinmelidir.
 
Türkiye malum olduğu üzere birçok milleti ihtiva eden bir devlettir. Bölgelere göre dil yoğunlukları da değişebilir. Özellikle doğu ve güneydoğuda Kürt ve Arap kültürleri yoğun olduğu için bu bölgede çalışacak öğretmenler bunun zorluklarını bir hayli yaşamaktadır. Öğrencinin derse katılımını sağlamadan önce onunla irtibat kurmayı başarmalıdır. Bir öğretmen Kürtçeyi, Arapçayı bilemeyebilir ( ki bu yörelerden yetişen öğretmenler de bir süreliğine de olsa batı yerine kendi köylerini, memleketlerini tercih edebilseler bu sorunda büyük oranda çözülmüş olacaktır) ancak bu onun öğrencileri ile iletişimini engelleyemez. İşte tamda bu noktada değinmek istediğim konu devreye girmektedir,
 
Gönül dili. Çocuğun kalbine giden dil. Onun güvenini kazanacak dil. Onu eğitime bağlayacak dil. Yürek dili, sevgi dili, gönül dili. Bu dili konuşamayacak kimse yoktur. İsteyen herkes bu dili ana dili olarak rahatlıkla konuşabilir. Bir bakış bir tebessümdür alfabesi. Bir ikram belki burnu akan miniğin burnunu şefkatle silmektir. Bir öpücük veya bir baş okşayıştır. Kanayan dizi temizlemek, gözyaşını avutmaktır. Bu dili konuşamayan kişi zaten hangi eğitimlerden geçmiş olursa olsun öğretmende olamaz. Sadece öğretici uzmanı gibi bir şey olur. İkimizin de Türkçe konuştuğu ancak bu ortak dili konuşmayı bilmeyen bir öğretmenle dört yıl çocukluk geçirmiş biri olarak bu konunun insanın sinesinde ne tür yaralara sebep olacağını çok iyi biliyorum.
 
Öğrencilerimiz çocuklarımızdır. Kim ki evladını gözden çıkarabilir o halde öğrencisini de gözden çıkarabilir…
 
Saygılarımla… 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49