‘Seyahat sıhhattir’ sözünden yola çıkarak on günlük bir kaçamak yapma fırsatı buldum. Ne yalan söyleyeyim, her ilin, her bölgenin, her coğrafyanın ayrı bir özelliği ve güzelliği var. Ama bizim Urfa’nın ve Güneydoğu’nun şahsen bana verdiği huzur bir başka.
10 günlük süre içerisinde 5 bin kilometreye yakın bir yol yaptım. İpsala sınır kapısına kadar uzandım. Tekirdağ’ın karpuzunun, Adapazarı’nın mısır ve ekmeğinin, Aksaray’ın şekerli badem’i ile Pozantı’nın salata çeşitleri ile donatılmış masada süzme yoğurt eşliğindeki pirzolasının lezzetleri bir harika.
Tekirdağ’da sahildeyim.
Oturduğumuz mekânın çevresi cıvıl cıvıl!
Gençler, çiftler, arkadaşlar, aileler, yaşlı çiftler, yalnız başına yürüyenlerin keyiflerine diyecek yok. Ve tabi ki sahilin bir köşesini mesken tutmuş Suriyelilerinde!
Ülkemizde 1 milyon 786 bin Suriyeli bulunmakta. Bu rakama Yezidi ve Kürtler dâhil değil. Bunlar ülkelerindeki savaştan, ölüm korkusundan kaçıp bizim ülkemize sığınmayı başarabilmiş Suriyeli mültecilerin sayısı.
Sadece Urfa’dalar mı?
Hayır!
İstanbul’da, İzmir’de, Adana’da, Antep’te, Aydın’da, Bursa’da, Tekirdağ’da, Edirne’de ve daha birçok ildeler.
Tekirdağ’da sahilde ailece bulunduğumuz mekânın biraz ötesinde birden bire bir hareketlenme yaşanmaya başladı. Mesleki merakım ile bulunduğum yerden kalkıp hareketliliğin yaşandığı tarafa doğru yürümeye başladım.
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesine bağlı zabıta ekipleri sahilde bir köşeye sığınmış olan Suriye’lileri bulundukları yerden ‘şehrin imajına zarar veriyorlar’ gerekçesi ile toplayıp bir araca binmeye zorluyorlardı.
Elinde telsiz bulunan ve çevresindekilere daha hızlı davranmalarını sürekli olarak telkin eden sivil giyimli bir görevlinin yanına yaklaştım.
‘Kolay gelsin!’
‘teşekkürler’
‘Topladığınız bu insanları nereye götürüyorsunuz? Burada her hangi bir toplama kampınız var mı?’
‘hayır yok. Hem bunları buradan alıp doğrudan Otobüs terminaline ve oradan da geldikleri yere gönderiyoruz!’
‘Suriye’ye mi gönderiyorsunuz? Geldikleri yer orası da!
‘yok canım. Ne Suriye’si. URFA’ya! URFA’ya!’
Buyurun buradan yakın!
Ne diyeceğimi şaşırdım. Sustum kaldım.
Tekirdağ’ın imajı önemli de, Urfa’nın imajının hiç önemi yok mu?
Urfa ve Urfa’lı misafirperverde, Tekirdağ ve Tekirdağ’lı neden misafirperver olamıyor?
Eşim ve çocuklarımın bulundukları mekana doğru yürürken gözlerimin önüne Peygamberler kenti Urfa’m ve Urfalım geldi.
Aslında bizler ne kadar şanslıyız da haberimiz yok.
Bu kentte Halil İbrahim bereketi ziyadesi ile var şükürler olsun.
Başta Valimiz olmak üzere, Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilçe Belediye Başkanları ve de en önemlisi tüm URFA halkına ‘misafirperverliklerinden’ dolayı bir kez daha gönül dolusu teşekkür ediyorum.
Varsın bazı iller sözde kendi imajlarını düşünedursunlar.
İmaj mı?
İNSANLIK MI?
Hepinizi ‘tabi ki İNSANLIK’ dediklerinizi duyar gibiyim.
Evet, her zaman, her yerde ilk gelen İNSANLIK olmalı… Asil olan da bu olmalı. Bunun haricindeki her şey bana göre teferruattır..
 
Yeniden buluşmak dileği ile..
  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49