Bugün günlerden mübarek Cuma.
İnanıyorum ki son zamanlarda Dünya genelinde yaşananlar sizleri de rahatsız etmekte. Her şeye rağmen hayat devam ediyor. İşte bugün sizlere Hz. Mevlana’nın güzel ve özlü sözlerinden bir demet hazırlayıp sunmak istiyorum.
Hz. Mevlana kimdir?
Mevlânâ'nın asıl adı Muhammed Celâleddin'dir. Mevlânâ ve Rûmî de, kendisine sonradan verilen isimlerdendir. Efendimiz mânâsına gelen Mevlânâ ismi O'na daha pek genç iken Konya'da ders okutmaya başladığı tarihlerde verilir. Bu ismi, Şemseddin-i Tebrizî ve Sultan Veled'den itibaren Mevlânâ'yı sevenler kullanmış, âdeta adı yerine sembol olmuştur.
Rumi Anadolu demektir. Mevlânâ'nın, Rûmî diye tanınması, geçmiş yüzyıllarda Diyâr-ı Rûm denilen Anadolu ülkesinin vilâyeti olan Konya'da uzun müddet oturması, ömrünün büyük bir kısmının orada geçmesi ve nihayet Türbesinin orada olmasındandır.
Hz. Mevlânâ'nın doğum yeri, bugünkü Afganistan'da bulunan, eski büyük Türk kültür merkezi : Belh'tir. Mevlânâ'nın doğum tarihi ise (6 Rebîu'l-evvel, 604) 30 Eylül 1207'dir.
Gelelim güzel ve özlü sözlere.
BİR: Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek.
İKİ: Ruhun bir gün seni sevgiliye taşıyacak.
ÜÇ: Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.
DÖRT: Gerçek aşk’ı bilen kalp bir damla suya bile hürmetle bakar.
BEŞ: Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.
ALTI: Ben hiç dilek tutmadım, hep dua ettim.
YEDİ: Ömrün ömrüme nasip olsun diye! Sus gönlüm! Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağina inanarak sus.
SEKİZ: Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.
DOKUZ: Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin. Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak.
ON: Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.
ON BİR: Ey Müslüman, edep nedir diye sorarsan bil ki edep, her edepsizin edepsizliğine katlanmaktır.
 
ON İKİ: Sen bana kendi gözünle bakma, benim gözümle bak da biri iki görme!
 
ON ÜÇ: Bana, bir an olsun benim gözümle bak da varlıktan öte bir meydan gör!
ON DÖRT: Üstünün dostu ol ki üstün olasın.
ON BEŞ: Kendine gel be hey azgın, mağluplarla dost olma!
ON ALTI: Münkirin delili ancak ve ancak şudur: Ben şu görünen yurttan başka bir şey görmüyorum! Hiç düşünmez ki nerede görünen bir şey varsa o, gizli hikmetleri haber vermededir.
ON YEDİ: Her görünen şeyin faydası, faydanın ilaçlarla gizli oluşu gibi o şeyin içinde gizlidir.
ON SEKİZ: Dünya, kendisini yeni gelin gibi gösteren, cilveler eden, kokmuş bir koca kadındır.
ON DOKUZ: Yol kesenler olmadıkça, lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça, sabırlılar, gerçek erler, yoksulları doyuranlar nasıl belirir, anlaşılır?
YİRMİ: Kaderde sevmek var ama kavuşmak yok ise şayet, Olsun!
YİRMİ BİR: Vuslata aşık gönül susmaya da razı. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49