Başbakan Yıldırım Pazar günü Diyarbakır’daydı. Diyarbakır’a ve bölgeye dair güzel müjdeler verdi. Akabinde Çukurca’ya da geçip askerlerimizi ziyaret ederek terörle mücadele hakkında açıklamalarda bulundu.
Diyarbakır’daki konuşması dikkat çekiciydi. Konuttan istihdama, fabrikalardan sağlık merkezlerine,  sosyal ve spor tesislerinden çeşitli kredilere, gençlik merkezlerinden tarım ve hayvancılığa, karayollarından daha birçok ciddi yatırım projelerinden bahsetti.
23 İl için değil aslında tüm bu heyecanlar olmamalı da. Neden mi çünkü Türkiye’nin başkenti aslında gönüllerde 81dir. Tüm iller aynı Türkiye’dir. Asıl resimle oynanması birçok şeyi eksiltti aldı götürdü yıllar içinde belki ama yeni Türkiye aşıyor inşallah bütün pürüzleri ve tual temiz bir satıhta renklere ev sahipliği yapacak yine.
4. köprü dedim çünkü umut, güven ve istikrarın ispatı gerçek sonuçlardır. Son yıllardaki birçok büyük atağın sonuncusu olan 3. Köprüyle birleşti ya Anadolu ile Avrupa işte öylece birleşecek ülkem tüm ayrıştırıcılara inat bu gönül köprüsü ile. Gönüller inşa edilmeden binalar inşa etmek asfalta tohum serpmeye benzer, bu yüzden Tüm Türkiye’de ve de özellikle bölgenin inşasına talip olan “PR”cıların pazarlamalarını boşa çalınmalıdır ilk önce.
Yıllar önce zeytinyağlı yiyemem aman, basmada fistan giyemem diye şarkılar yazdırtan Amerika asıl olan bu varlıklarımızın yerine kendi naylon ve sahte beslenme şekillerini özendiriyordu ya işte bu çalışmanın adına “PR” deniyor.
Nedir “PR”? Public relations, yani halkla ilişkiler demektir. Ama belki böylesine kibar bir anlam yetmez ona. Algı ve retorik ikna kabiliyetleriyle yönlendirme mühendisliği mi demeli.  Yada kısaca pazarlama operatörlüğü mü?…  Bazen bir kurum adına yapılacağı gibi aynı zamanda bir örgütün ve anlayışın sempati ve desteğini kazanmak için yürütülen bir yönetim fonksiyonu da olabilmektedir. İyi bir örnek mi alın size Uluslararası Feto çıkmazı veya Kürt halkını temsil ettiğini iddia eden terörist bileşenler.
Neden bu kavrama takıldım biliyor musunuz? Çünkü “PR”cıların etkisinden ancak iyi bir PR savunma becerisi ile çıkabiliriz. Bu anlamda başta devlet erkleri, siyaset ve bürokrasi ardından özel sektörün ve de basının yani tüm etkilerle tüm Türkiye’nin kalbi 81 ilde atacak şekilde bir çaba ile olumsuz “PR” etkiler arındırılacaktır. Bunun temeli ekonomi ile başlayacaktır elbet. Başbakanımızın ve diğer bakanlarımızın da bu doğu illeri gezilerinin bir başlangıç olması umudu ile tüm Türkiye’nin öyle bir performans göstermesini umut ediyorum ki İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana gibi büyük illere akan göçlerin tersine Şanlıurfa’ya, Diyarbakır’a, Van’a, Şırnak’a, Batman’a olduğunu görebilelim.
Bunu bugüne kadar elbette ki milyon kez dillendirmiştir birileri ancak Başbakanın bu gezisi ile biraz heyecanlandık gibi…
Rabbim o günleri de gösterir umarım ki tüm doğu illerine gezi turlarında yer bulunamasın ve dev fabrikalar buralardan dağıtsın ürünlerini. On yıllardır akan kanlarla ellerini ovuşturan Batı Birleşik “PR”cılarının utku tutulsun bu manzaralarla ve kardeşliğimizi bozma çabaları hepten tersyüz olsun.
 Aynı minvalde tüm komşu mazlum halkların üzerindeki kıyıcılıkların da kalkması ümidiyle.
Saygılarımla… 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49