85 Yaşında son demlerini yaşıyor

Unutulamaya yüz tutmuş mesleklerden olan Yemencilik, Şanlıurfa da 85 yaşındaki Ahmet Hastaoğlu’nun ellerinde son demlerini yaşıyor.

Üstü kırmızı ya da siyah deriden, tabanı köseleden yapılan topuksuz ve sıhhatim ayakkabı olan yemeni Osmanlı döneminin vazgeçilmezi iken şimdilerde genç ve sosyal düzeyi yüksek çevreler otantik bularak giymeye başladı.

Yemeniye talep azaldığından yemeni yapmayan kunduracılar yemeni mesleğini unutulmaya bıraktı. Yılların yemenicisi olan Ahmet Hastaoğlu, yemeninin unutulmaması için son demlerine kadar yemeni yapacağını belirterek eski topraklara yemenin yapımını sürdürmelerini ve mesleklerinin unutulmasına izin verilmemesi gerektiğini vurgulayarak üzüntüsünü Urfanatik muhabirimizle paylaştı.

Babasının yanında 5 yaşında iken çırak olarak başlayan Ahmet Hastaoğlu şöyle konuştu:

“Ben 5 yaşında babamın yanında çırak olarak başladım o zamanlar babamı izlerdin küçük işlerine yardım ederdim getir götür işlerini yapardım. 15 yaşında ise artık yemeni yapmaya başladım. O günden buyana hala mesleğimi devam ettiriyorum. ‘’

“85 YAŞINDAYIM’’

Yaşına rağmen yemeninin unutulmaya yüz tutmasına gönlü razı olmayan Hastaoğlu:

“Ben 85 yaşındayım son demlerime kadar bu mesleğimi sürdüreceğim bir zamanlar insanların vazgeçilmezi olan yemeni şimdilerdekiler tercih etmese de ben bu mesleğimi bırakmayacağım’’ dedi.

“ÇARIK DÖNEMLERİNİ UNUTAMAM”

Çıraklık yaptığı yıllarda çarık dönemini yaşadığını söyleyen Hastaoğlu, çarıkları çok sevdiğini babasının elinde hayat bulan çarıkların çok değerli olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Ben çırakken babam çarık yapardı. Çok dikkatli izlerdim babamı, o zamanın çarıkları öyle güzel olurdu ki çok severdim çarık o zamanın vazgeçilmeziydi şimdilerde ismini hatırlayan bile yok’’

“HİÇ BİRŞEYİN TADI TUZU KALMADI”

 

Sadece mesleğinin değil yemeklerin bile eskiye göre tadı tuzunun kalmadığını geçmiş dönemi özlediğini belirten Hastaoğlu eskiyi düşününce duygulandığını gözyaşlarıyla muhabirimizle paylaştı.

Duygularını paylaşan Hastaoğlu: “Ah o günler! Yediğimiz patlıcanın ve domatesin değerinin, tadının tuzunun olduğu günler evlerden gelen yemek kokuları, şimdi öylemi yediğimiz hiçbir şeyin tadı tuzu yok. Bir değeri yok biz ne değer verirdik içtiğimiz suya giydiğimiz çarıklara Yemenlere şimdiler görüp de beğenmiyor keşke o günlere dönebilseydik.”

“YEMEN GİYEN YOK AMA BEN YİNEDE YAPACAĞIM”

 

Havaların soğumasıyla da satışların azaldığını belirten Hastaoğlu, yemen giyenin çok az olduğunu ve üstene havaların soğumasıyla satışın hiç olmadığını söyleyerek sözlerini şöyle tamamladı:

“Yemen giyen zaten yok benim bu mesleğin unutulmasına gönlüm elvermiyor. Ben mesleğimi ne olursa olsun devam ettireceğim havalar soğudu bu havada kimse yemen giymez yemen yaz ayları için satılmasa da ben yapacağım.”

“ESNAFLIK ÖYLE BİRŞEY Kİ ÜNÜVERSİTE BİLE BÖLYE DEĞİL”

Üniversitede bile bu kadar şeyi öğrenemeyeceğini vurgulayan Hastaoğlu: “Bugün burada benim gibi bir adam hem esnaflık yapıyor, hem ayakkabı yapıyor, tamir ediyor ve lisan öğreniyor. Şimdi ben 3 lisan biliyorum ana lisansımız olan Türkçeyi, Kürt olmadığıma rağmen kütçe ve çok iyide Arapça biliyorum. Şimdiki öğrenciler böyle mi üniversiteye gidin bakın kaç tanesi 3 lisan biliyor.”

TEKNOLOJİYE DİRENİYOR

Teknolojinin ilerlemesiyle unutulan yemen Hastaoğlunu sinirlendirirken bir o kadarda üzüyor. Hastaoğlu, “Teknoloji ilerledi makineler çıktı. Esnaf tembel oldu yemenler unutuldu ben bunu kabul etmiyorum makine kullanmadan her şeyimi elle yapıyorum elle Yemenlerimi dikiyorum böylede devam edeceğim”

“BEN YAPIYORUM OĞLUM SATIYOR”

Yemenleri yapıp oğluna satması için verdiğini söyleyen Hastaoğlu son olarak şunları dile getirdi: “Ben yemen unutulmasın diye yapıyorum çok seviyorum yapıp oğluma veriyorum hiçbir ücret talep etmeden bana emekli maaşım yetiyor eşimle geçiniyoruz biz çocuklarım için çalışmaya devam edeceğim ben böyle mutlu oluyorum” dedi.