Yıl 1994
     Urfa’nın kurtuluş tarihi olan 11 Nisan’da dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Urfa’da… Çiller bir taşla iki kuş vuruyor!
     Birincisi, Urfa’nın düşman işgalinden kurtuluş törenlerine katılmak ile,
     İkincisi de Fırat ile Harran’ın düğününe yani Fırat’ın azgın sularının bereketli Harran ovalarına ulaşması töreni…
     Dönemin Valisi olan ve halen üç dönemdir AKP’nin Tekirdağ Milletvekili olan T. Ziyaeddin Akbulut biz gazetecilere anlatıyor.
      ‘arkadaşlar!
       Bakın, Fırat ile Harran evlenecek. Bereketli topraklara su gelecek. Ova’da ürün desenlerinde değişimler olacak. Burada laleler, manolyalar, güller, orkideler yetişecek. Burada meyveler üretilecek. Yeni bir havalimanımız olacak. (Şu anki GAP Havaalanından bahsediyor!) dçrt bir yanında hangarlar olacak. Burada depolarda ovada üretilecek olan ürünler özenle saklanacak ve bir gün sonra dev kargo uçakları ile buradan yetiştirilen güller, çiçekler, meyveler, sebzeler dünyanın değişik Ülkelerindeki insanların sofralarında olacak!’
        Bu ve buna benzer daha neler? Neler?
        Sonra ne mi oldu?
        GAP hava limanı GİTTİ! Elde kaldı HAVALANI!
        HANGARLAR hayal oldu!
        ÜRÜN değişiklikleri hayal oldu!
        Dün Ova’da ne ise halen de öyle!
        Yani sözün özü, ne yazık ki birileri yöre çiftçisine aşırı suyun ZEHİR olabileceğini anlatmadı. Çiftçiye yeni tarım teknikleri anlatılmadı! Çiftçi bilgilendirilmedi…
        Ama bunun yerine ne oldu?
        Bol bol kavurmalar mideye indirildi, mıralar içildi! Kuzular kesildi! Keyifler çakır oldu! Ama olan benim çiftçime oldu. Benim topraklarıma oldu.
        Ola ola Ova ne yazık ki ikinci bir ÇUKUROVA’dan da beter oldu. Şimdi yetkililere soruyorum. Allah aşkına vicdanen ne kadar mutlu ve huzurlusunuz?
        Dört gün öncesiydi..
        Urfa’da ilk kez böylesine önemli bir buluşma gerçekleşiyordu. Buluşmanın nedeni ise ‘Gıda Tarım ve Hayvancılık Fuarı’
         Fuar açılışı için Urfa’ya Tarım Bakan yardımcısı Kutbettin Arzu ile TZOB yani Türkiye Ziraat Odalar Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar vardı.
         Bayraktarın konuşması adeta bizim kanayan yaramızın dış vuruluşuydu.
         TZOB Genel Başkanı Bayraktar, iki önemli konuya parmak basıyordu.
         İlki, ‘GAP Çiftçisini Eğitemedik. Su verdik ama ne yazık ki en önemlisi olan Eğitimi vermedik’
         İkincisi ise, ‘Ne olar tarım arazilerine sahip çıkalım. Verimli tarım arazilerini beton yığını haline getirmeyelim’
         Evet, zamanında ilgililer dostlar alışverişte görsün mantığından öte samimi olarak ‘Su ve Eğitim’ konusuna önem vermiş olsaydılar inanın bugün Urfamız böyle olmazdı. Ama ne yazık ki bunu bizlere, bu bölgeye birileri reva gördü…
        Hani, ‘zararın neresinden dönülse kardır’ diye bir söz vardır bilirsiniz… TZOB Genel Başkanı Bayraktar’ın da dile getirdiği acı gerçeklerden yola çıkarak, ben tam burada sözü daha fazla uzatmak ve doğru olan söze su katmamak adına ‘anlayabilene sivrisinek saz, anlayamayana ise davul zurna az!’ sözünü hatırlatıyorum… Dilerim, birileri bir an önce içinde bulundukları uykudan uyanır ve gerçekle yüzleşir..
 
       Yeniden buluşmak dileği ile…