Sevgi ve Acı üzerine çok manidar bir söz vardır bilirsiniz.
       Nedir bu söz!
       ‘Sevgi paylaşıldıkça büyür! Acı ise paylaşıldıkça azalır!’
       Sevgi ve Acı gibi Galibiyet ve Mağlubiyet’te böyle olmalıdır.
       Galip mi geldin?
       İşi çığırından çıkartmadan sevinmeli, zaferini kutlayabilmelisin. Ama mağlup ettiğini de küçültmemeli, onurunu kırmamalı.
       Mağlup mu oldun?
       Halkın veya rakibin başarısını kabul etmeli, bu sonucu ölümmüş gibi görmemelisin. Ortaya çıkan durumdan dersler çıkartmalı ve bir sonraki adımda bunu bir kez daha yaşamamak adına gardını almalı…
       Şimdi bunları neden yazıyorum.
       30 Martın üzerinden bugün itibari ile beş gün geride kaldı. Halen seçim sonuçlarına itirazlar devam etmekte. Yok, öyle oldu! Yok, böyle oldu.
        İşte Birecik, Ceylanpınar ve Viranşehir’de yaşananlar.
        Oldu mu şimdi?
        Hak yakarak, yıkarak, vurarak mı aranmalı?
        Hukuka, adalete olan güvenimiz nerede kaldı?
        Şimdi birçoğunuz ‘Allah aşkına bu ilkede hak, hukuk ve adalet kaldı mı ki!’ dediklerinizi duyar gibiyim…
        Bir iki olaya bakarak, Adalete, Hukuka, Hürriyete, Demokrasiye olan inancımızı asla kaybetmemeliyiz…
        Siyasi partiler ve siyasiler gelip geçer!
        Dün siyaset arenasında kimler vardı? Şimdi neredeler?
        Bugün kimler var?
        Peki ya yarın?
        Bence galibiyet gibi mağlubiyeti de yeri geldiğinde hazmetmeyi bilmeli, öğrenmeliyiz. Yaşanılanlardan dersle çıkartmalı ve başarılı olabilmek adına daha çok çalışmalıyız…
        Yakarak, yıkarak, vurarak hiçbir yere gelinmeyeceğini öğrenmeliyiz… Tabi ki buna karşın güç asası şimdilik ellerinde olanlarda işin tadını tuzunu kaçırmamalı, Hukuk ve Adalete gölge düşürecek eylemlerden uzak durmalılar…
       
          Yeniden buluşmak dileği ile