Başkanlık rüyası yüzde 52 oy oranı ile seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en büyük rüyası idi. Bu rüyaya seçim öncesi AKP'nin seçim beyannamesini açıklayan Başbakan ve AKP lideri Davutoğlu da katılmıştı. İlginçtir, o zamanlarda birçok isim Davutoğlu'na 'sen şimdi meydanlarda Başbakanlık için mi? Yoksa Başkanlık için mi oy isteyeceksin?' diyerek seslerini yükseltmeye bile başladılar. Ve yine bu süreçte yandaş medyadan birçok isim adeta korolar halinde 'Başkanlık' sistemini anlatmaya, yağlayıp, ballandırmaya başladılar.
 
Ama nafile idi!
 
Onlar Başkanlık dedikçe halk, 'geçim, iş, barış, kardeşlik, ekonomi' diyordu.
 
Adaylar açıklandı ve liderler sahaya indi.
 
Cumhurbaşkanı da ilk önceleri 'Toplu açılış törenleri' adı altında sonrasında da 'Halkla buluşma' adı altında sahaya indi.
 
Gittiği her yerde adını sözde vermeyerek dolaylı olarak iktidar partisini işaret edip, 'Başkanlık için 400 milletvekili' işaretleri yaptı. Sonra 400'ü 330'a yani yeni Anayasa değişikliği ve referandum yapabilme sayısına çekti. Biraz daha sonra AKP'nin tek başına hükümet olabilmesi için 276'yı işaret etmeye başladı.
 
Açıkça olmasa da AKP tabanı bu duruma karşı homurdanmaya başladı. Bazı Bakanlar (Bülent Arınç bunların en başında gelen isim) hükümet olarak Başkanlık gibi bir dayatmalarının, çalışmalarının olmadığını söylemek zorunda kaldılar.
 
12 Haziran 2011 Genel seçimlerine AKP yüzde 49.83'lik oy oranı ile hem de 327 milletvekili ile seçimden zaferle çıkmıştı.
 
Belediye seçimleri de kazanılmış ve akabinde Cumhurbaşkanlığı seçiminde de AKP yüzde 52'lik bir başarı ortaya koymuştu.
 
Ben bu yazımı dün gece saatler 22.55'te yazdım. Gazetemizin baskıya yetişmesi gerekiyordu. Ve o saatte AKP'nin ülke genelindeki oy oranı 41.6'yı gösteriyordu. Yani Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra 11 puan, 2011'deki genel seçimden sonra da 9 puanlık bir kayıp yaşanmıştı.
 
AKP ülke genelinde eridi.
 
Bu sonuç ile seçmen yani gerçek CUMHUR olan halk en başta Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'Başkanlık sevdasından vazgeç!', akabinde de AKP'li Başbakan Davutoğlu'na da 'seninle bu yol yürünmez' mesajını verdiler.
 
Dünkü seçimin tek galibi ilk kez seçime parti olarak giren HDP olmuştur. Evet, HDP'nin belki asıl oy oranı yüzde 6 veya 7 dir. Eğer bu parti 5 puan gibi bir puanını artırmış, emanet olarak ta olsa oy alabilmiş ve tepki oylarını çatısı altına toplamış ise birileri başını iki elini arasına koyup iyice düşünmeli ve kendisine çeki düzen vermelidir.
 
Urfa'da da AKP kaybeden taraf olmuştur.
 
Cumartesi günü 10 milletvekili vardı. Bu sayı bugün 7'ye düştü. AKP'nin tek başına iktidarlığı bitti. Düne kadar AKP'lilerin karşısında el pençe divan duranlar şimdi nasıl bir duruş içine girecekler ve nalsı bir pozisyon alacaklar onu hep birlikte göreceğiz.
 
AKP gemisini mutlaka birçok farede terk edecektir. HDP destekli Olası bir CHP ve MHP iktidarı olması halinde işte o zamanda başta birçok Büyükşehir Belediye Başkanları olmak üzere birçok ilçe Belediye Başkanları da 'ilçemize hizmet gelmesi' bahanesi ile AKP'den kaçacaklardır.
 
Netice itibari ile bir seçim artık geride kaldı.
 
AKP kaybetti, CHP yerinde saydı, MHP bir adım öne gitti, HDP savurdu geçti türünde her şey bir yana temennim kazananın URFA'mız ve dolayısı ile TÜRKİYE'mizin olmasıdır.
 
Bugünden itibaren artık bizleri daha ağır sorumluluk altında daha ciddi adımlar bekliyor. Ve yine bizi ciddi ve sıkıntılı günler bekliyor. Dışarıdan destekli koalisyon başta olmak üzere partiler ayrık her türlü iş birliği içinde olabilir…
 
Olasılıklar arasında bir yıl gibi bir süre sonunda erken genel seçimde kapımıza dayanabilir… hazırlıklı olun…
 
Yeniden buluşmak  dileği ile..