Çanakkale Zaferini bilirsiniz!
         Hani her defasına Şehitlerimiz ile gururlanıp, ‘Biz!’ diye başlayıp, ‘İşte Gelibolu şehitlerinin torunlarıyız’ diye sözü tamamladığınız o esip gürleme var ya!
         Sahi den biz ne kadar o eşsiz kahramanların, şehitlerin torunlarıyız?
         Bizler bugün yaşadıklarımız ile duruşlarımız ile, söylemlerimiz ve hayata geçirebildiklerimiz ile sahi ne kadar o kahramanların torunlarıyız?
         O eşsiz kahramanların, şehitlerin torunları olmayı bugün itibari ile ne kadar hak edebiliyoruz?
        Bil elimiz yağda! Diğer elimiz balda! Yediklerimiz önümüzde, yemediklerimiz çöplükte olmak ile mi?
        Bugün sizlerle Gelibolu Savaşında o kahramanlarımızın, şehitlerimizin sadece sade beş günlük yemek listelerini paylaşmak istiyorum.
        O Şehitlerimizin yediklerine bakalım ve bir de bizim yemediklerimizi düşünelim… Sonrasında da varın sizler, bizler, onlar hep birlikte TORUN olabilmeyi ne kadar hak ettiğimize karar verin.
        İşte Pazartesi’den Cuma’ya o yemek listesi…
 
PAZARTESİ
 
Sabah Kahvaltısı; YOK
Öğlen Yemeği; Bütün Ekmek
Akşam Yemeği; Yağlı Üzüm Hoşafı
 
SALI
 
Sabah Kahvaltısı; Yağlı Üzüm Hoşafı
Öğlen Yemeği; YOK
Akşam Yemeği; Yağsız Üzüm Hoşafı
 
ÇARŞAMBA
 
Sabah Kahvaltısı; Yarım Ekmek
Öğlen Yemeği; YOK
Akşam Yemeği; Yağsız Üzüm Hoşafı
 
PERŞEMBE
 
Sabah Kahvaltısı; YOK
Öğlen Yemeği; YOK
Akşam Yemeği; Yarım Ekmek
 
CUMA
 
Sabah Kahvaltısı; YOK
Öğlen Yemeği; YOK
Akşam Yemeği; Yarım Ekmek
 
          Yukarı da Şehitlerimizin, askerlerimizin Kumanya listesini okudunuz. Açlık, Yoksulluk ve Cephanesiz olunmasına karşı kazanılan özgürlük. İşte O ecdat böyle bir ECDAT… Tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükran ile anarken, sözlerimi ise Ulu Önder ATATÜRK’ün bir deyimi ile bitirmek istiyorum.
         Ne diyor ATATÜRK;
         ‘Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.
Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.
Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa, o cereyan, felaketlerden ders alan ulusun kalp ve dimağından doğmuştur. Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.’
 
 
         Yeniden buluşmak dileği ile…