Birkaç gün önce bu köşemde “Üniversitede neler oluyor?” diye kamuoyuna seslenmiş ve Harran Üniversitesi ile ilgili olarak son günlerde kamuoyunda ayyuka çıkan bir takım iddialara ilişkin olarak Vali ve Cumhuriyet savcılarını göreve davet etmiştim.
Ne oldu?
Benim bildiğim kocaman bir hiç.
Sanırım Urfa”da özellikle birilerinin harekete geçmesi için Cumhurbaşkanımızın sesini yükseltmesi gerek. Aksi takdirde kimsenin kılının kıpırdatmadığı ne yazık ki kesin.
Vali ve Cumhuriyet Savcılarından umudu kesmiş iken bu kez bu ilin 12 Milletvekiline, ilin kanaat önderlerine, duyarlı STK temsilcilerine sesleniyorum. Hiç değilse bari sizler harekete geçin de, bin yıl kadar tecrübeli, yirmi yıl kadar da genç olan Harran Üniversitesi hepten elde gitmemiş olsun.
Neyse gelelim bugün neden yeniden Harran Üniversitesi ile ilgili “Vekalet ile yönetim” konusuna değindiğim meselesine.
Bugün Urfa”daki bir otelde Harran Üniversitesinin organize ettiği bir buluşma var.
Nedir bu buluşma?
YÖK”ün himayesinde, merkezi İstanbul”da bulunan “Üniversite yöneticileri Derneği”nin etkin olarak organize ettikleri ve Harran Üniversitesinin de ev sahipliğinde yapacağı “Üniversiteler arası iyi uygulamalar çalıştayı” konulu bur buluşma. İki gün sürecek.
Buraya kadar her şey yerinde ve güzel.
İşin en garip olan tarafı ise hazır olun şimdi söyleyeceğim.
Bu buluşmaya Üniversitelerin Genel Sekreter ile Genel sekreter yardımcılarının aktif olarak katılımcı olmaları.
Bin yıl kadar tecrübeli, yirmi yıl kadar da genç bir Üniversite sloganı ile hareket eden Harran Üniversitesinde ise en garip olan taraf Üniversitenin ev sahipliğini yaptığı bu buluşmadan ASİL olmalarına rağmen Üniversite Genel Sekreteri ile Genel Sekreterleri başta olmak üzere yine ASİL kadroda yer alan birçok idareci ve yöneticilerin haberlerinin olmaması.
Asillerin makamlarından, görevlerinden, koltuklarından uzaklaştırılıp “Vekalet” ücretlerinin ödenerek Vekillerin “Vekalet” ile yönettikleri bur Üniversite haline gelen Harran Üniversitesinde hiç de hoş şeyler yaşanmamakta.
Prof. Dr. Ramazan TAŞALTIN’ın REKTÖR olarak atanmasıyla birlikte Üniversitede başlayan ve her geçen gün daha da ayyuka çıkan uygulamalar kamuoyunun da tepkilerini çekmeye başladı.
Haksızlık ve Huzursuzluğun had safhaya çıktığı iddia edilen Üniversitede, görevlerinden uzaklaştırılanlar “Yönetim işini yapmak yerine personelleri mağdur etmekle meşgul oluyor. Personeller de huzursuzluk ve mağduriyetleri konuşmak ve bu safhada sıranın kime geleceğini beklemektedir. Devletinin ve milletinin hizmetinde, hizmetkar olmaktan da gurur ve onur duyan emektar ve özverili personeller için 2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesi adeta bir görevden alma, sürgün etme, personelleri kendi kadro görevinin dışında başka yerlere görevlendirme, kısaca huzursuzluk ve mağdur etmenin yasal dayanağı olarak kullanılmaktadır” diyerek tepkilerini ortaya koydular.
Hatırlatmakta fayda var düşüncesi ile işte sizlere Harran Üniversitesinde başlatılan “Asil ve Vekalet” uygulamasının mağdurları.
BİR: Kadrolu Genel Sekreter olarak görev yapan Mustafa Hayri BİLİM, Rektör Danışmanı olarak ve yerine ise Personel Daire Başkanı kadrosundaki Abdulhalim DÜNDAR, Personel Daire Başkanının yerine ise Şube Müdürü Kadrosundaki Müslüm ÖZER,vekaleten,
İKİ: Strateji Geliştirme Daire Başkanı Kadrosunda görev yapan Servet ŞİMŞEK, görev yeri dışındaki şehre uzak olan başka bir kampüse koordinatör olarak, yerine ise Yüksekokul Sekreteri kadrosundaki Mehmet Emin ÇOBAN vekâleten,
ÜÇ; İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Kadrosundaki Ali Rıza ÇOLAK Genel Sekreter Yardımcılığına, İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığına ise Yüksekokul Sekreteri Kadrosunda görev yapan Mehmet YILMAZ, vekaleten,
DÖRT: Bilgi İşlem Daire Başkanı Kadrosunda görev yapan Bayram PARLAK Genel Sekreter Yardımcılığına, Bilgi İşlem Daire Başkanlığına ise Öğretim Görevlisi olarak görev yapan Bakır BÜTÜN,vekaleten,
BEŞ: 2 adet dolu Genel Sekreter Yardımcısı Kadrosu varken yapılan 5. Genel Sekreter Yardımcılığına Yrd.Doç.Dr. Askeri KÜÇÜKKAYA, vekaleten,
ALTI: Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı kadrosundaki Mustafa DEVECİ üniversitenin şehre uzak olan başka bir kampüsüne koordinatör olarak, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına ise Öğrenci işleri Daire Başkanı kadrosunda olup, ayrıca Döner Sermaye İşletme Müdürü olarak da Görevlendirilen Fethi ŞANDA vekaleten,
YEDİ: Öğrenci İşleri Daire Başkanı Fethi ŞANDA’nın yerine aynı yer şube müdürü Şemsettin ALAGÖZ, vekaleten,
SEKİZ: Sosyal Bilimler Enstitüsü, Enstitü Sekreteri Filiz TAŞYÜREK Şair Nabi Kampüsü kız öğrenci yurt müdürlüğüne, yerine ise Mehmet Arabacı Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Sekreteri Mehmet DOĞAN vekâleten,
DOKUZ: Şanlıurfa Teknik Bilimler Yüksekokul Sekreteri M. Emin ÇOBAN Strateji Geliştirme Daire Başkanlığına, yerine ise M. Cemil TOPAL vekaleten,
Buna benzer ilginç ve akıl almaz atamaları, kaydırmaları, görevlendirmeleri daha uzun bir liste halinde sıralayabilmek mümkün.
Sözün özü itibari ile Harran Üniversitesinde neden ise kimseye kadro görevi yaptırılmıyor. Onların yerine ise Asıl kadrolu personeller varken tümünün yerine vekâletlerle görevlendirmeler ile iş yaptırılmaya çalışılıyor.
İki adet Kadrolu Genel Sekreter Yardımcısının her biri ayrı bir kampusa gönderilerek ne iş ne görev ne yetki verilmeden tecrit edilir bir şekilde bekletilmektedir.
Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın, bilinçli ya da bilinçsiz olarak bana göre Üniversitede hiç de iyi işlere imza atmamakta. Rektörün bana göre en asil görevi tüm personel ile aynı eşit mesafelerde durmasını bilmektir. Eğer A veya B isimli şahıs bulunduğu makama değer katıyor, oturduğu koltuğu hakkını veriyor ise Dünya inancı, kişisel siyasi düşüncesi, fikri, zikri bir yana ona daha çok sahiplenmelidir. Yok, eğer kişi bulunduğu makamdan nemalanıyor, koltuğa zarar veriyor ise o zaman da o kişiyi o makamda tutmamalı, üstüne bir de soruşturma açmalı.
Ama ne yazık ki bizde kıyım ilk günden itibaren başladı. Rektör karşısındaki şahısın ismini bile bilmediği halde birilerinin yönlendirmesi, tavsiyesi ve kışkırtması sonucu başladığı kıyıma devam etmekte.
Bir kez daha söylüyorum. Olan Üniversitemize olmakta.
Şu grup, bu cemaat hiç fark etmez.
Bakın daha önce rektörlük makamında kaç isim gelip geçti. Şimdi neredeler? Her birisi bir yerde gününü gün ediyor. Olan ise bizim kendi Üniversitemize HARRAN ÜNİVERSİTEMİZE olmakta. Cemaatlere, gruplara, ağalara, beylere bir şey olduğunu gören var mı içinizde?
Rektör Prof. Dr. Taşaltın, asıl kadrolu personel varken bu personellere 2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesi uyarınca başka görevler vermek sureti ile onları yerlerinden uzaklaştırmakta ve bunların yerine görevlendirilenlere de vekalet aylığı verilerek ayrıca kamu zararı oluşturulmaktadır.
Üniversitenin zarar ettiği, bir tek yatırımın bile parasal sıkıntılar yüzünden gerçekleşmediği iddia edildiği Üniversitede ödenen vekâlet aylıkları ile alınan döner ücretleri ve yine haksız elde edilen fazladan ücretler konusundaki düşüncelerimi ise bir başka yazımda kaleme bu köşemde inşallah alacağım.