Urfa doğup, büyüdüğümüz ve yaşadığımız şehir.
 
Eskiden Urfa”dan birileri hepten gidecek oluğunda üzülür, “gitme!” diye yalvarırdık.
 
Fakat ya şimdi?
 
Bunun tam tersi.
 
Giden varsa o gidecek olan arkadaş adına seviniyoruz.
 
Neden?
 
Çünkü Urfa o eski mistik, güzelim, huzurlu, neşeli yaşanabilirlilikten uzaklaştı da ondan.
 
Şimdi bu ilin Valisine, Büyükşehir Belediye Başkanına, il emniyet Müdürüne sesleniyorum.
 
Allah aşkına sizler yanınızda hiçbir koruma olmadan, kolunuza eşinizi takıp “şöyle bir Topçu meydanına gidelim de bir kenarda oturup, gelen gidene bakalım!” veya yine eşinizi yanınıza alıp “Haşimiyeden akarbaşına, oradan Balıklı göl”e uzanalım da uygun bir yerde bir bardak çay içelim!” diyebileniniz var mı?
 
Nedir bu Urfa”nın hali?
 
Tamam, ölümden kaçıp ilimize geldiler. Misafirimizler. Kardeşlerimizler. Allah onlarında bizlerinde yardımcısı olsun. Ama her taraf işgal altındaymış gibi biz kendi ilimizde, caddelerimizde, sokaklarımızda ne yazık ki el kaldık!
 
Her akşam, her dakika Topçu meydanında kavgalar olmakta.
 
Topçu meydanı oldu hesaplaşma meydanı.
 
Balıklı göl”ün de Topçu meydanından kalır yanı yok. Haşimiye, yıldızmeydanı, köprübaşı tamamen bitmiş durumda.
 
Eeee, şimdi sorarım sizlere?
 
Bugün Urfa”da ailece huzur ve güvenilirlilik içinde Abideden, Balıklı göl”e kadar eşin ile, kız arkadaşın ile, çocukların ile yürüyemeyecek, huzur içinde bir yerde oturup bir bardak çay, bir lokma ekmek yiyemeyeceksen o zaman bu şehirde kalmanın alemi ne?
 
İşte tam burada görev huzur ve güvenliği sağlayabilmek adına güvenlik kuvvetlerimize, temizlik, düzen ve intizam adına bir başka görev Belediye Zabıta ekiplerine düşmekte. Ve tabi ki bizlere de düşen görev doğup büyüdüğümüz, yaşadığımız ve mutlu olduğumuz, Peygamberler şehri Urfa”mıza sahip çıkmak ve birkaç çapulcuya koca kenti teslim etmemek olsa gerek. İnadına daha çok çarşı pazara çıkmalıyız.
 
 
 
Yanılıyor muyum?