UCUZLADI BUNLAR!

     ‘Bu trenden inen bir daha bu trene binemez!’
     ‘AKP gömleğini çıkartanlar bir daha bu gömleği de giyemezler!’
     Bunlar bir dönem AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın çok tutan, ilgi gören ve heyecan uyandıran sözleriydi…
      Tıpkı bir dönemler;
      DYP Genel Başkanı Çiller’in ‘herkese iki anahtar!’
      GP Genel Başkanı Cem Uzan’ın ‘Mazot 1 TL olacak!’
      Demirel’in ‘GAP’ı Gaptırmam!’ ve ‘Benzin vardı da biz mi içtik!’
      Erbakan’ın ‘Kadayıfın altıda kızaracak! Üstüde!’ sözleri gibi…
      Ne oldu?
      Hepsi hayal oldu.
      Tıpkı Erdoğan’ın ‘Bu trenden inen bir daha binemez!’ sözü gibi…
      AKP treninden inenler, itilenler ve sonrasında yeniden hem de bizzat Erdoğan’ın ellerinden tutarak bir kez daha trene binenler! Bindirilenler! Gibi.
       Bunu neden yazıyorum?
       Bugün AKP lideri Erdoğan’ın daha önce gündeme getirdiği, ‘üç dönemden sonra bir dönem dinlenilecek. Belki daha sonra olabilir!’ sözüne karşın bir kez daha gündeme getirdiği ‘arkadaşlar isterlerse üç dönem konusunun görüşebiliriz!’ meselesinde olduğu üzere, dün söylenilenlerle bugün uygulananlar birbirine tezatlıklar içerebiliyor. Tıpkı trenden inenlerin bir daha bindirilmeyecekleri söylenildiği gibi…
       Meydanlarda siyaset ne hale geldi! Daha doğrusu getirildi hepimiz görmekteyiz… belden aşağı vuruşlar! Hakaretler! Kasetler! Montajlar! Ayakkabı kutuları!, dolarlar! Ve daha neler? Neler?
      Şimdilerde ise meydanlarda ne hikmetse Erdoğan ‘Paralel yapılanmalar’ ile söylemlerle Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ise ‘bu tür iddialara cevap vermeler! İle konuşmalarını sürdürüp gidiyorlar…
     Anlayacağınız projeler hakkında, yapılacak olan yatırımlar hakkında konuşan yok!
     Paralel yapılanma işte Poliste!
     Paralel yapılanma işte Yargıda!
     Peki, iddia edilen paralel yapılanma sadece bu iki yerde mi?
     Diğer kurumlarda, Valiliklerde, Kaymakamlıklarda, Müsteşarlıklarda, Genel Müdürlüklerde, STK’larda, derneklerde, Odalarda, daire amirleri, şube müdürleri ve daha nice yerlerde yok mu?
       Hem var ise neden ille de 30 Mart sonrası bekleniliyor?
       Mademki ülkenin birliği, dirliği tehlikede o zaman kim neden ne zamanı bekliyor?
       Yaklaşan mahalli genel seçimler öncesinde hiç de hoş olmayan şeyler yaşanıp duruyor. Ama hoş olacak şeylerde yaşanmıyor değil!
         Neler mi?
         Buna SEÇİM cinliği dense daha iyi olur sanırım.
         İlk önce tüm cezai tebligatlar ikinci bir Emire kadar BUHAR oldu!
         Kaçak elektrik kullananlara dahi her hangi bir kesinti türünden yaptırım yok!
         Radar kontrolu yok!
         Emniyet kemeri, direksiyonda cep telefonu kullanım denetimleri seçim sonuna kadar HAYAL oldu.
           Zabıta denetimleri yok!
           Gece kondulaşma hız kazandı.
           Denetim yok!
           Kontrol yok!
           Emir veren yok!
           Emir alan yok!
           Bugün sizlerle siyasetin iki yüzünü birlikte konuşmaya çalıştık. İş menfaat, koltuk, OY olunca samanlık seyran oluyormuş vesselam…
          
            Yeniden buluşmak dileği ile