Bugün sizlerle bu köşemde Siyaset ve Milli Birliğimiz hakkında kısaca sohbet etmek istiyorum.
İslamiyet: Allah, Kur'an, Hz. Muhammed ve Hadis-i şeriflerine inanarak eda edilir. Kişilere taparak değil! Büyük Türk milleti olarak, aynı duygu ve düşüncelerimizden taviz vermeyerek devam etmeliyiz ki, Cenab-ı Allah bizleri menfaatperest musibet önderlerinin şerrinden korusun.
Hem "Müslümanlığı benden iyi ve samimi eda edip savunan yoktur", hem "Yönetimde İslam kültürü ve Medeniyetini referans alacağım" diyeceksin hem de, Önderlik yapabilmesi için tasarrufunda olan sorumluluğu cüzdan muhasebesine odaklı kişilere vereceksin. O kişilerin, pozitif ve negatif her türlü faaliyetlerinden (Sevap-Günah) hisse almak değil midir?
Bu tür stratejik sorumlulukları liyakatsiz kişilere bilerek veren her kim olursa olsun, İslamiyeti ve dürüstlüğü alet edip, kadirşinas İslam âlemini aldatmış olur.
Bu yazımızda siyasi ağırlıklı olarak bazı gerçekleri sizlerle paylaşacağız. İnsan zaafı olan bir varlıktır. Peygamberler hariç herkes hata yapabilir. Hatasız kul olmaz! Ama bile bile de yanlış işlere teşebbüs etmek ve Cüzdan muhasebesi bakımından tescilli olan kişilere sorumluluk vermek Allah aşkına, Vatana ihanetin ta kendisi değil midir?
Bir örnek verecek olur isek;
Şanlıurfa’nın 3’ü merkez ilçe olmak üzere malumunuz toplam 13 ilçesi var. Diğer ilçelerdeki, belediye başkanlığı faaliyetleri neden Akçakale kadar hareketli ve dedikodulu değil? Diye hiç merak ettiniz mi?
Nedeni çok basit!
Akçakale, hem siyasi (Dış politika) hem de ekonomik stratejik konumu olan, Türkiye'nin en önemli ilçelerindendir! Tabi ki Akçakale, sanayi ötesi toplum ülkelerinin dikkatle takip edeceği bir bölge olacaktır. Bölgede menfaatler müşterektir ve Milli benlik kültürden mahrum olan kişilerin sorumluluk almaları için ve önerilerine karşı çıkmayacak kişilerin önder olmasına destek vereceklerdir.
Karar organlarının başında olup; Allahtan korkan, Namuslu ve Şerefli liderler , iyiliği kötülüğüne galip olanlara sorumluluk vermelidirler. Kötülüğü iyiliğine galip olanlara sorumluluk verdiği zaman da, bütün kötülüklerine ortak olmasını, hem dinen hem de kanunen onaylıyor demektir.
Politika ile de ilgilenmemiz; doğru- dürüst, güvenilir ve vicdan muhasebesi yapan politikacıları seçmemiz lazım. Eğer ilgilenmezsek, vatandaş olarak, yeteneksiz ve cüzdan muhasebesine odaklı kişilere bizi yönetme imkânını vermiş oluruz.
1960, 1970 ve 1980 li yıllardan bu güne kadar Türkiye’de çeşitli tezler denendi. Allah'a binlerce defa şükürler olsun, Büyük Türk Milletinin bölünmez bütünlüğünü bozma hayalleri kursaklarında kaldı.
Bu günlerde bazıları nedense Harran ovası halkı üzerinden aşiretçilik- kabilecilik ve bölgecilik yapmaya bir kez daha başladı. Ova halkı, 1960-1970-1980 ve 1990'lı yıllarda, Vatanseverliğin ve Milliyetçiliğinin önde gelen bölgesi idi. Bunu biraz olsun siyasetle ilgilenen herkes bilir. Asırlardan beri burada hiç bir zaman ne ırkçılık yapılmıştır ne de bölgecilik.
Harran ovası halkının, modern tarım ile tanışıp, üretim yaparak, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam sürdürülmesi için, çeşit çeşit projeler denenmiş olmasına rağmen, hiç bir sonuca varılmamıştır. Sanayi ötesi toplum ülkelerinin hedefi, Türkiye de ki uzantıları aracılığı ile Harran ovası halkının birlik ve beraberliğini bozup, modern tarımı engellemektir. Harran ovası halkının bu tür çirkin ve tahrik edici oyunların bilincinde olmaları gerekir.
Dünyanın dördüncü Kutsal şehri Şanlıurfa'nın Harran ve Akçakale ilçeleri'nin birlik ve beraberlikten tasla taviz vermemeli.
Dünya gözünü Harran ovasının mübarek topraklarına dikmiştir. Bu konuda dikkatli olmamız gerekir! Dayanışma ile modern tarımlaşmaya acilen yönelmemiz gerekir. 10 yıl içerisinde petrole ihtiyaç azalacaktır. En büyük ihtiyaç protein (Temel gıda maddesi) ihtiyacı olacaktır.
Yeniden buluşmak dileği ile…