Başta söylemem gerekir.Bu hafta Urfa'daki  kentleşmeyle bağlantılı sosyal bir sorundan bahsetmeyi düşünüyordum.Ancak ÖSYM'NİN  YGS sonuçlarını açıklaması ve bu sonuçlarda ilimizin son sıralarda 76. sırada olmasından dolay bu yazıyı yazmaya kendimi mecbur hissetim.
 
Özellikle dershaneler bu sonuçları bir reklam aracı olarak kullanmaya çalışırlar.Gazetelerin reklam sayfaları,Bilbordlar dereceye giren öğrencilerin resimleri ile süslenmiştir.Bu başarılar büyük bir başarı olarak lanse edilmeye çalışılır.
 
Herkes başarılı olmuş dershanelerin başarısını konuşmaya başlar.Fakat okuldaki öğretmenlerin öğrencilere katkısını ve temeli kuran öğretmeni unutur.Ödülü dershaneye cezayı okullara ve okuldaki öğretmenlere kesmeye çalışır.
 
Herkes ilimizin son sıralarda yer alması ile ilgili bir günah keçisi aramaktadır.Genelde de bu günah keçisi Milli Eğitim camiası ve bu camiada çalışan bürokratlar  olarak kabul edilir.
 
Peki okuldaki öğretmenler ve idareciler suçsuz mudur ? Tabii ki hayır.
 
Derse geç girmek için teneffüsü 5-10 dakika uzatan öğretmen de suçludur.
 
Başarısız olduğu halde Anakaradaki dayısına,camiasına yada aşiretine güvenerek hak etmediği halde bazı koltukları hala işgal eden idarecilerde suçludur.
 
Fakat  tüm suçu onlarda bulmak haksızlıktır.
 
Daha önce Urfa'mızın eğitim durumu ile ilgili bir çok yazı yazdım.Son olarak ta  ''ŞANLIURFADA EĞİTİMİN ÇIKMAZLARI'' başlıklı yazımda ilimizdeki eğitimle ilgili sorunları ve çözüm yolları ile ilgili kafa yormaya çalıştım.Okumak isteyen Göbeklitepehaber.com da ve bir çok site ve gazetede yayınlanan yazımı okuyabilir.
 
Evet tek suçlu Milli Eğitim camiası ve çalışanları değildir.
 
Suçlu aramak gerekirse öğrenci başarılı olduğunda veli olduğunu hatırlayan ;Öğrenci başarısız olduğunda okulla hiç uğramayan öğrenci  velisi de suçludur.
 
Suçlu aramak gerekirse sayıları yüzü bulan fakat ancak bir kaçı dışında Urfa'daki eğitime kafa yormayan Sivil Toplum Örgütleri suçludur.
 
Yıllardır ilimizde kurulmuş olup ;Urfa da eğitimde başarının artırılması namına ilimize hiç bir önemli proje sunmayan ve yalnız türbinlere oynayan  Üniversitede suçludur.
 
Şimdi Üniversite camiası kızacaktır.Fakat ''Dost acı söyler''deyimine uygun olarak.Ben de acı olanı söylüyorum.
 
Üniversite ile Milli Eğitim Müdürlüğü arasında ilimizdeki  Eğitimin durumu ile ilgili kaç tane ortak proje veya kaç tane ortak çalışma yapılmıştır.Hocalarımız Urfa'nın eğitimdeki durumunu araştıran ve bu geri kalma sebeplerine çözüm üreten kaç tane araştırma ve proje yapmışlardır.Bunu bilmek her Urfalının hakkıdır.
 
Eğer Harran Üniversitesi yaklaşık yirmi yıldır Akademik başarı olarak Türkiye'de ilk 10 arasına girememişse ve pek bir yol kat etmemişse Urfa da  eğitimde pek bir başarı  elde edemez.Çünkü eğitim alanında bir şehrin dinamosu Üniversitesidir.Bunu görmek isterseniz batı illerindeki Üniversitelerin çalışmalarına ve o ildeki eğitim alanındaki başarılara bakabilirsiniz.
 
Sonuç olarak nasıl genel başarı genele mal edilirse genel başarısızlık ta genele mal edilir.Bu başarısız sonuç hepimizin ortak olduğu bir sonuçtur.Biz eğer genel bir başarı hedefliyor isek topyekun çalışmamız gerekir.Topyekun başarı topyekun bir çalışmayı gerektirir.Bireysel çalışmalar eğitimde ancak çok cüzi bireysel başarılar getirir.Yapmamız gereken günah keçisi arayacağımıza bu ortadan kaldırmak için çözüm üretmek ve üretilmesine yardımcı olmaktır.
 
  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49

banner48