Şanlıurfa'da kahvaltı isot ile başlar

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, isotun kahvaltı olarak ve isotla yapılan yerel lezzetlerin sunum, tanıtım ve tadımının gerçekleştirildi.

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Şanlıurfa'nın vazgeçilmezi tescilli lezzetlerinden biri olan isotun kahvaltı olarak ve isotla yapılan yerel lezzetlerin sunum, tanıtım ve tadımı Vali Kemalettin Gazezoğlu Kültür Merkezinde gerçekleşti. Yöresel yemeklerin sergilendiği isot sofrasında Şanlıurfa mutfağına ait çeşit çeşit yemek sergilendi. 18 çeşit kahvaltı 20 çeşit yemek olmak üzere 38 yemek çeşidi tanıtıldı. Tanıtım programına Şanlıurfa Büyükşehir Belediye başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, yemek şefi Ramazan Bingöl ve gazeteciler katıldı.

İSOTTAN YAKLAŞIK 40 ÇEŞİT KAHVALTILIK VE YEMEK YAPILDI

Şanlıurfa 'da eşsiz bir almaz var elinde mutfak kültürü Dünya'nın en eski mutfak kültürüdür. Şanlıurfa mutfağı çok iyi ama tanıtılamadı ama şimdi güzel tanıtılıyor. Her hangi bir savaş ortamında elinizde et var bulgur var, ateşte yakmamanın gerek bu kadar lezzetli besleyici ateşsiz hangi yemek yapılır. tabi ki çiğ küfte öne çıkar bir şehir ama burada sadece isottan yaklaşık 40 çeşit kahvaltılık ve yemek yapıldı"dedi.

ŞANLIURFA’NIN 12 BİN YILLIK MUTFAĞINA EN BÜYÜK LEZZETİ KATAN İSOTTUR

Şanlıurfa tarihi ve gastronomi ile dünya en eski medeniyeti ile biri olduğun aktaran Şanlıurfa Büyükşehir Belediye başkanı Zeynel Abidin Beyazgül," “İsot’u Şanlıurfa’da bir mutfak öğesi olarak ve gastronominin hammaddesi olarak görüyoruz. Şanlıurfa’nın 12 bin yıllık mutfağına en büyük lezzeti katan İsottur. Yemeklerimiz ise sabah kahvaltıdan tutun gece yemiş olduğumuz çiğ köfteye kadar tüm yemeklerimizde kullanılır, işimde burada 38 çeşit isot kahvaltılık ve yemek yapılmıştır” diye konuştu.

İSOTUN YAPILIŞ SERİVENİ

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile beraber sulu tarımın yaygınlaştığı Şanlıurfa'da ilkbahar mevsiminde ekilen, bakım ve sulamanın ardından ağustos ayının ortalarında hasat edilmeye başlanan biberler, kamyonlarla pazarlarla getiriliyor.

Geçimlerini isot satarak sağlayan ailelerin pazardan aldığı biberler, daha çok kadınlar tarafından ev veya bahçelerde yıkandıktan sonra sap ve çöplerinden ayrılıyor.

Kavurucu sıcağa biber acılığı da eklenince çalışanları bir hayli yoran işlemde, biberler elle parçalanıp makineden geçirilerek naylonların üzerinde bir süre bekletiliyor.

Gün içinde yönü değiştirilerek güneşte tamamen kuruması sağlanan biberler, rengi koyulaştıktan sonra makinelerde çekiliyor.

Zeytinyağıyla harmanlanarak eşsiz tat ve parlaklığını kazanan biberler, bu zahmetli ve "acı dolu" yolculuğun sonunda "isot"a dönüşüyor.