Suriye ile ilgili uzun zamandır yazı yazmıyorum.Daha önce Suriye meselesi ile ilgili bir çok yazı yazmıştım.Bir kaç gündür ülkenin bulunduğu ve beni ve bir çoklarını da etkilediğini cidden etkilediğini inandığım umumi ahvalden sıyrılıp bu konu ile ilgili yazı yazmaya karar verdim.
 
Geçen 15 mart tarihi Suriye'de zalim Esada karşı başkaldırının üçüncü yılıydı.Dera şehrinde başlayan gösteriler bütün şehirlere yayılmış.İlk önce barışçıl gösteri şeklinde başlayan başkaldırı Esadın zalimce saldırıları ile silahlı mücadeleye dönüşmüştü.
 
''Savaşın kazananı olmaz'' diye klasik bir söz vardır.Bu söz Suriye'de her hali ile cisimleşmiş durumda.Suriye direnişi İslam dünyası açısından da gerçek kahramanları ve yalancı kahramanları ortaya çıkardı.Özellikle İran ve Lübnan'daki Hizbullah'ın gerçek yüzünü gün yüzüne çıkardı.Kısacası İran'ın Şia mezhebi arkasında saklanan gerçek yüzü olan Fars ırkçılığını gün yüzüne çıkardı.
 
Batı dünyasının gerçek yüzünü de ortaya çıkardı.Nükleer silah kullanılırsa müdahale ederiz diyerek yalanlar savuran ABD'nin iki yüzlü ve yalancı bakış açısını ortaya çıkardı.Arap ülkelerindeki işbirlikçi yönetimlerin ne kadar alçak olduklarını Suriye bir kez daha net bir şekilde bize gösterdi.Düşünün Suudi yönetimi sözde muhaliflerini desteklediğini göstermeye çalışacak fakat bir tane Suriyeliyi topraklarına almayacak.Bu duruma ne denir alçaklıktan başka bir şey denmez.
 
Geçen gün savaştan kaçmış bir Suriyeli Profesörle tanıştım.Bana anlattıkları içimi parçaladı.Yıllarca yurt dışında görev yapmış Roma Üniversitesinde 6 yıl Prof olarak görev yapmış.Şimdi ise eşi ve çocuğu ile Nizip'te eskiden odunluk olarak kullanılan bir odayı kiralamış orda kalıyor.Bazen aç kaldığımız günler oluyor fakat yinede sabrediyoruz diyor.
 
Anlattığına göre eskiden Halep'te Beş Yüz Bin Dolar değerinde bir villası ve İdlip şehrinde özel yaptırdığı 3 katlı taştan yapılmış bir evi varmış.Bunların hepsini arkamda bırakarak ancak kendimi ve çocukları kurtarabildim diyordu.Düşünün hayatı lüks yaşantıdan yokluk ve sıkıntılı bir yaşantıya dönüşüyor.
 
Ona sordum.Peki şimdi mi iyi yoksa Esad döneminde yaşadığın Suriye'mi iyi ?
 
Verdiği cevap daha etkileyici idi.Şimdiki yaşantım daha iyi.Çünkü şimdi özgürüm,Özgürlüğün tadına vardım.İnsan olduğumun farkına vardım diyerek doğrusu beni şaşırtmıştı.Arkasından Türkiye halkına ve Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN'A olan sevgisini ve hayranlığını ben sormadan içten bir ruh hali ile anlattı.Bazı Suriyelilerin yaptığı yanlışlardan dolayı kendilerinin de etkilendiğini ,her ülkede yaramaz insanların olduğunu ve bu durumun kendisini çok üzdüğünü de sohbetimizde aktarmıştı.
 
Evet Suriye'de çok şey kaybedildi.
 
Anneler ciğer pareleri olan yavrularını kaybetti.
 
Bir çok kadın en önemli değerleri olan namuslarını kaybetti.
 
Bir çok kadın dul kaldı.
 
Birçok çocuk ya babasını ya annesi yada bütün ailesini kaybetti.Yeti m kaldı
 
Milyonlarca insan evini barkını kaybetti.
 
Sünni de ,Alevi de,Arap'ta,Kürt'te,Türk'te çok şey kaybetti
 
Kısacası Suriyeliler hayallerini kaybetti.
 
En önemlisi Suriyeliler sonu belli olmayan bir kardeş kavgasına girdi. Suriye'de eğer savaş biterse herkes çok şey kaybedecek.Her aileden bir veya bir kaç kayıp olacaktır.Birde bu savaş sonunda yaralıları ve savaşın etkisi ile psikolojik travma geçiren insanları sayarsak bu zararın boyutunu siz düşünün.Allah yar ve yardımcıları olsun.İnşallah bu savaş en erken bir zamanda biter. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49