“Deveye bakmazlar mı, nasıl yaratılmış?“

Urfa Haberleri

Devenin hörgücü depo gibidir. Günlerce bu depodaki rızık ile idare edebilir. Üç hafta su içmeden yaşayabilir.

Devenin hörgücü depo gibidir. Günlerce bu depodaki rızık ile idare edebilir. Üç hafta su içmeden yaşayabilir.
 
Ayakları geniştir. Kumda batmadan koşabilir.
 
Göz kapaklarındaki kirpikler ağ gibidir. En şiddetli kum fırtınalarında bile gözleri kum ile dolmaz.
 
Burnu öyle bir şekilde yaratılmıştır ki en korkunç fırtınalarda bile rahatça nefes alabilir.
 
Üst dudağı yarıktır. Bu da dikenli çöl bitkilerini kolayca yemesini sağlar.
 
Uzun boynu yerden üç metre yükseklikteki yaprakları bile yemesine imkân tanır.
 
Dizler, bir boynuz kadar sert ve kalın bir zardan oluşan nasırla kaplıdır. Bu nasırlar hayvan kumlara yattığında onu aşırı sıcak olan zeminden ve yaralanmalardan korur.
 
Kalın kürkü sayesinde yazın (+) 50 dereceye varan sıcağa, kışın ise (-) 50 dereceye kadar ulaşan soğuğa dayanabilir. Ve daha bunlar gibi birçok özellik…
 
Mesela, devenin diğer bütün özellikleri olmakla birlikte sadece ayakları atın ayakları gibi olsaydı çölde bir km bile gidemezdi. Ya da gözü ağlı olmasaydı fırtınalarda tek bir adım bile atamazdı. Veya dudakları yarık olmasaydı beslenemezdi... O zaman diğer özelliklerinin bir önemi kalır mıydı?
 
İşte devenin vücudunda hadsiz şekiller ve imkânlar düşünülebilirken, hayatının devamı için en mükemmel vücut ve suret ona verilmiş, en hikmetli cihazlarla teçhiz edilmiş ve ona en gerekli sıfatlarla donatılmış. Elbette bu iş, bir tercih ediciyi ve bir tahsis ediciyi ispat eder ve o zatın ilmini ve iradesini kör gözlere bile gösterir. 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.