Vazgeçtiğimiz o kadar değerli adet ve geleneklerimiz birikmişken vazgeçemediğimiz ilginç, anlamsız ve gereksiz birçok özelliklerimizle hayatlarımızı zorlaştırmaya olanca azmimizle devam ediyoruz. Bazılarını paylaşınca sizlerinde hak vereceğini umuyorum.

 

İlk olarak aklıma gelen evlerimizin en değerli odaları olan misafir odalarının evlerdeki kaba ve anlamsız işgalleri. Senede birkaç defa kullanılması planlanan, evin en büyük odası olan bu oda için olanca masraflar yapılır. Yepyeni koltuklar eskimesin diye de üzerlerine eskice birer örtü serilir ve çürümeye terk edilir. Bazen de o kırılacağı bol olan oda kilitlenir hapsedilir. Yazık!!

 

Bir diğer ilginçliğimiz, evlilik işlerindedir. Giysi almaya giden taraflardan kız tarafı erkek tarafını en büyük düşmanları gibi görüp en pahalıcı giyimcilere götürerek pazarlıksız olacağını da bilerek 50 liralık malı 350 ye alınmasını sağlar ve erkek tarafının belini kırarlar. Birde bunun yanında olanca altın ve gereksiz birçok masrafla beli tamamen bükülen damat evlenince kırık belini daha da doğrultamaz zaten. Yazık!!

 

Bir tanesi de, kızın miras istemesinin namussuzluk olduğunu söyleyecek kadar alçaklaşan acımasız gelenekler. Özellikle Urfa’da bu konuda adil davranabilenler parmakla gösterilecek kadar azdır. Adam şöyle diyor. “ Ne yani şimdi bir kavga olsa o mu köyü savunacak ben dövüşüyorsam, mal da benimdir”. Acımasız. Allahın verdiği hakkı almak sana mı düştü. Çoğu da inançlarıyla kâmil bir mümin kisvesi giymişlerdir. Yazık!!

 

Camileri parselleyen ihtiyarlarımıza gösterilen tahammül de faydasız bir eziyetten başka bir şey değildir. Kürsüleri, oturma yerlerini parselleyen bu ihtiyarlar, geçmiş yıllarda kaybettikleri bereketi, suratlarındaki nursuzlukla süsleyerek ona buna özellikle çocuklara çatarak geçirirler vakitlerini. Yazık!!

 

Ramazanlarda ki mukabelenin de sadece Arapça haliyle yapılması doğru değil. Bir cami bulabilseydim Türkçe mealli mukabelesi olan o camiyi bu Ramazan terk etmezdim herhalde.

 

Komşuluklarda yaşlıların acımasızca saltanatlarını sürdürme çabaları. Sözde babacanlık olarak algılanılması beklenen bu davranış biçimi tamamen feodal ve barbar bir ahlakın vesayetidir. yazık!!!

 

Bir sokağın ortasında iki araba karşılaşırsa ne olur elbette ikisi de selektör yapar ve üzerine üzerine gider diğerinin. Sonunda biri pes edene kadar ya da kavga çıkana kadar. Yazık!!!

 

Sıra gecesi kültürümüzü de unutmamalı. Aslı dayanışma olan bu geceleri yeme içme ve eğlenmeyle asimile eden yeni nesile de üzülüyorum yazık!!!

 

Arabanın kornasını alabildiğine çalma rekorunu araştırsalar kesin birinciyiz. Birde gecenin bir yarısı yüksek sesle konuşarak çevreyi rahatsız etme huyu, her şey var bizde, yazık!!!

 

Her ortamda insanları haset ve çekememe adına tepeden tırnağa süzme ve ağız yüz eğme. Yazık!!!

 

Ne bileyim işte daha belki birçokları. Ama Urfa Benim Urfa’m. Eleştirsem de atamam iyi özelliklerini de bilirim. Eğrisiyle doğrusuyla benim derim. Eksikliklerimizin değişmesi için elimden geleni yapar gerisi için dua ederim . Saygılarımla…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49