Öne Çıkanlar sosyal medya Yapılan Çalışmaları Yerinde İnceledi Yeşildirek 14 Yıldır Yıkılmayı Bekliyor 1 yaralı sergı

Bu haber kez okundu.

Suriyelilere karşı nefret söylemi gelişmeye başladı
Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelip şehirlerde yaşayan Suriyeli mültecilerin Türk vatandaşları arasında çıkan kavgalara ve artan dilencilik karşısında bir çok ilde Suriyeli mülteciler aleyhine olaylar oldu.
 
Şanlıurfa Barosu Başkanı Av. Ali Fuat Bucak, kent merkezinde bulunan yaklaşık 100 Suriyeli mülteci olduğunu belirten Bucak, “ Daha önce aynı ülkenin insanlarıyken demiryolu hattı sınır kabul edilip, şehirler, köyler ikiye bölündü.halkın yarısı Suriyeli, diğer yarısı Türkiyeli oldu. Yoksa onlarda bizler gibi Kürt, Arap ve Türkmen kökenli insanlardır. Akrabalarının yarısı bizim bölgelerde yaşıyorlar”
 
Bucak, Bilindiği gibi bir yıldan fazladır kentimizde Suriyeden gelen sığınmacılar bizlerle birlikte yaşıyor. Bu insanlara ilk geldiklerinde Urfa halkı çok yardımcı oldu, misafirperverlik gösterdi. Ancak aradan geçen zamanda bu sığınmacıların sayısı arttı, çarşıda, pazarda daha fazla görünür oldular. İş yerlerinde çalışmaya başladılar. İş kurdular. Günlük hayatımızın bir parçası haline geldiler.
 
Ancak son aylarda bu misafirlere karşı bir yabancı düşmanlığı ve bir nefret söylemi gelişmeye başladı. Son günlerde de çeşitli bahanelerle saldırılar başladı. Özellikle sosyal medyada saldırı ve nefret çağrıları yapılıyor. Yazılı ve görsel basında verilen haberlerde suçun şahsiliği ilkesinden uzaklaşılarak; "bir Suriyeli hırsızlık yaparken yakalandı. Suriyelilerle mahalleli kavga etti, Suriyeli fuhuş yapan kadınlar" gibi haberler yapılıyor.
 
Tahminlere göre kentimiz ve çevresinde 100.000 civarında Suriyeli sığınmacı kampların dışında yaşıyor. Bu insanlar kentimize savaştan kaçtıkları, mecbur kaldıkları için evlerini ve işlerini bırakıp geldiler ve çoğu perişan bir vaziyette yaşıyor. Barınacakları bir yer, yiyecek bir ekmek bulamıyorlar. Bunların çoğu namuslu,temiz ve onurlu insanlardır. Elbette içlerinden suç işleyen, hırsızlık yapan, hatta fuhuş yapan çıkacaktır. Bunu bütün Suriyelilere genellemek yanlıştır.
 
Şöyle düşünelim, bu misafirler gelmeden önce şehrimizde hırsızlık, kavga, fuhuş yok muydu? Elbette vardı. Onlar geldikten sonra başlamadı. Ama onların içinden de bu işlere dahil olanlar oldu. Ayrıca da bu insanları fuhuşa teşvik edenleri, kendisinden bir yardım istendiği zaman fuhuş teklif edenleri niye suçlamıyoruz?
 
Biz aşağıda imzası bulunan insan hakları kuruluşları Urfa halkını bu konuda sakin ve hoşgörülü olmaya davet ediyoruz. Bu insanlarla biz komşuyuz hatta çoğu akrabalarımızdır. Aynı dinden geliyoruz. Daha önce aynı ülkenin insanlarıyken demiryolu hattı sınır kabul edilip, şehirler, köyler ikiye bölündü.halkın yarısı Suriyeli, diğer yarısı Türkiyeli oldu. Yoksa onlarda bizler gibi Kürt, Arap ve Türkmen kökenli insanlardır. Akrabalarının yarısı bizim bölgelerde yaşıyorlar.
 
YARDIMLAR ŞEFFAF OLMALI
 
Ayrıca Suriye halkı için yardım toplayan hayır kuruluşlarının bu yardımlarının bir kısmını burada kalan Suriyelilere dağıtmasını talep ederken, bu toplanan yardımların dağıtımında da daha şeffaf olmalarını, yardımların nerelere verildiğinin açıklanmasını istiyoruz.
 
Sizler ibrahim Halilullah'ın hemşerilerisiniz, sofralarınız açık, yürekleriniz hoşgörüyle doludur. Suriyeliler misafirlerimizdir. Onlara sahip çıkalım, onları incitmeyelim. Onlar bizim Tanrı misafirlerimizdir. Yabancı düşmanlığı, nefret söylemi biz Urfalılara yakışmaz. Maraşta, Antepde, Adanada olan çirkin olaylar, şehrimizde olmasın. Misafirlerimize insanca, kardeşçe sahip çıkalım.
 
ROJOVA’DA SERT MÜDAHALE OLDU
 
Rojavanın Kobani kenti bir müddettir IŞİD çeteleri tarafından kuşatılmış, yoğun bir savaş sürmektedir. Kendini savunmaktan başka bir suçu olmayan Kobani halkı çok zor durumdadır. Şehirde yiyecek, su, elektrik yoktur. Bu durumu protesto etmek amacıyla Suruç ve Birecik’in sınır köylerinde 10 günden fazladır Rojava ile dayanışma çadırları kurulmuş olup, halk orada dayanışma nöbeti tutmaktaydı.
 
Rojavadaki halkın yönetime el koymasının ikinci yıldönümüydü. Bu nedenle bu çadırların bulunduğu bölgeleri ülkenin her tarafından gelen binlerce kişi hem bu yıldönümü kutlamak, hem de Kobaniyle dayanışmalarını göstermek için yürüyüş yapmak istediler. Ancak bu yürüyüş emniyet güçlerinin askerlerin sert müdahalesiyle engellendi.
 
İster yerel yöneticilerin kararıyla, isterse de merkezden gelen emirlerlerle yapılmış olsun bu hukuksuzluğa son verilmesi gerekir. İnsanların protesto ve gösteri hakları Anayasa ile teminat altına alınmıştır. Bu hakkın engellenmesi Anayasayı ihlaldir. Sorumlularının yargılanmasını gerektiren suçlar işlenmiştir.dedi. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49