Her Yıl Aynı Manzara Yaşanmasın!

Türkiye'nin en büyük ovalarından olan Harran ovasında isot (biber), karpuz, buğday, arpa, pamuk ve kırmızı mercimek, susam, çeltik, antepfıstığı ve üzüm gibi tarım ürünleri yaygın olarak yetiştirilirken, bölgedeki çiftçiler ikinci ürün ekmek, üst üste tahıl ekilişinde daha kolay sürüm yapmak gibi bahanelerle tahılları hasat edildikten sonra, tarlada geriye kalan köklü sapları bir araya toplayarak ya da henüz sürülmemiş tarla ateşe verilerek, ikinci kez ekime hazır hale getiriliyor. Bölgenin hemen her tarafında anız nedeniyle yükselen dumanlar, iç savaşın sürdüğü Suriye'yi aratmayan görüntülere sebep olurken, bölgede aynı gün içerisinde 60-70 farklı anız yangınını görmek mümkün olabiliyor. Özellikle sabahın erken saatlerinde ve gün batımı esnasında daha yaygın olarak gözlenebilen yangınlar, bazen aşırı sıcaklar ve rüzgar gibi etkenlerle kontrolden çıkarak, ormanlık alanlara da sıçrıyor. Yasak, uyarı ve cezalara rağmen önüne geçilemeyen anız yangınları nedeniyle kimi zaman onlarca tarım arazisi ile birlikte arazideki yüzlerce canlı, kimi zaman ise etrafa sıçrayan yangınlarla yüzlerce orman arazisi de içindeki canlılarla birlikte küle dönüşüyor.

Anız yangınlarına karşı uzmanlar uyarıyor, Tarımsal üretimde tasarruf sağlamak ve tarlanın ikinci ürüne hazırlanma süresini kısaltmak amacıyla yapılan anız yakma işlemi, bir sonraki yıl toprağa daha fazla gübre atılmasına, dolayısıyla toprağın kalitesinin düşmesine neden oluyor.

Her yıl hasat döneminin ardından birçok bölgede çiftçilerin çıkardığı anız yangınları, gerek toprağa verdiği zarar gerekse sebep olduğu çevre kirliliği nedeniyle büyük sorun oluşturuyor. Özellikle geniş tarım alanlarına sahip bölgelerde aynı dönemde çıkan çok sayıda anız yangını, toprak kalitesi kadar insan sağlığını ve yaşam kalitesini de olumsuz etkiliyor.