Öne Çıkanlar urfa sosyal medya Başkan Beyazgül erın sehıt

Bu haber kez okundu.

“Aramızda öğretmen olan çok kişi var”
Suriye’deki iç savaş dolayısıyla Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin çeşitli hikayeleri var. Şanlıurfa’da hepsine aynı gözle bakılan Suriyeli mültecilerin büyük bir kısmı, kendi memleketlerinde elit kesimleri oluşturuyor.
 
Şanlıurfa’da dilencilik ve diğer kötü alışkanlıların artması sonucu ve bu alışkanlıkların, Suriyelilerin kente gelmesiyle birlikte artması vatandaşların, Suriyelileri tek tipleştirmesine neden oldu.
 
“Suriye’de elit kesimdik, burada pamuk topluyoruz”
 
Şanlıurfa merkez ve ilçelerde pamuk toplayan Suriyeli mülteciler, ön yargıların yanlış olduğunu ve kendilerinin Suriye’de ünlü ailelerden geldiğini söyledi. Şehirlerde dilencilik, hırsızlık ve diğer kötü işleri yapanlarla kıyaslanmamaları gerektiğini vurgulayan bir Suriyeli, şehirlerde dilencilik ve diğer kötü işleri yapanların, Suriye’de de aynı işlerle uğraştığını ama Asil Suriyelilerin ise, kimseye muhtaç olmadan kendi işini yaptığını söyleyerek, “Biz, Suriye’de gerçekten önde gelen bir aileye mensubuz, bizim gibi birçok Suriyeli de böyle. Suriye’deki evlerimizi görseniz, saray gibi, oradaki hayatımız bambaşkaydı ama Esad’ın zalimliği bizi buralara sürükledi, bizi bu hale getirdi. Burada pamuk toplayarak, geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. Nasıl ki Suriye’de asilsek, burada da asil olacağız, Suriye’de değil pamuk toplamak, en ufak bir işte bile çalışmadık, hep kendi işimizi yaptık ama kader diyelim; bugün bu haldeyiz. Elbette ki Allah, bizi bu hale getiren Esad’a bunun hesabını soracaktır” ifadelerini kullandı.
 
“Aramızda öğretmen olan çok kişi var”
 
Suriye’deki asil ailelerden olduğunu dile getiren Suriyeliler, pamuk toplayanlar arasında Öğretmenlerin de olduğunu söyleyerek, savaş dolayısıyla Suriye’de görevini yapamadıklarını aktardı. Savaş dolayısıyla Şanlıurfa’ya kaçmak zorunda kalan mülteciler, savaş ortamında eğitimin yapılamadığını aktardı. Suriye’deki bir okulda öğretmen olduğunu ve öğretmenlik yaptığı okula bombanın düştüğünü söyleyen 28 yaşındaki Azmiye Nufad, kendi hikayesini şöyle aktarıyor, “Suriye’nin Rakka kentinde öğretmenlik yapıyordum, 3 yıllık öğretmendim ve mesleğimi de seviyordum. Daha sonra savaş çıktı ama ben öğrencilerim için okula gitmeye devam ettim. Bir seferinde evimize bomba düştü ama fazla hasar olmadı, daha sonra bu bombaların ardı arkası kesilmedi. Ailem Sürekli kaçmamızı istiyordu ama ben okulum ve öğrencilerimden ayrılmak istemediğim için kabul etmedim. Bir gün, görev yaptığım okulun bahçesine de bomba düştü ve 7 öğrenci yaralandı. Öğrencilerin yaralanmasının ardından okullar tatil edildi ve biz de yanımıza temel ihtiyaçlarımızı giderecek kadar eşya alarak, Türkiye’ye kaçtık. Şanlıurfa’daki kamplara bizi yerleştirdiler”
 
“Kamplardaki hayat bize göre değildi”
 
Şanlıurfa’ya sığındıktan sonra Akçakale Süleyman Şah Konteyner kente yerleştirilmek istenen Nufad, kampta birkaç gün yaşadığını ama kamp hayatının kendilerine göre olmadığını dile getirdi. Suriye’de elit bir kesimden olduğu ve iyi bir meslek yaptığı için, kamp hayatının kendisine dar geldiğini aktaran Nufad, “dediğim gibi, Suriye’de zengin bir aileydik ve her istediğimiz elimizin altındaydı. Babam ilk başlarda öğretmenlik yapmama da karşı çıktı ancak, ben öğretmenliği seviyordum ve bu mesleği hobi olarak yapıyordum. Ama Şanlıurfa’ya sığındıktan sonra kamplara yerleştirildik, baktık ki kamp hayatı bize göre değil, biz de kamptan çıkarak, hayatımızı kazanmaya çalıştık. Şimdi burada pamuk topluyoruz, bize iş verenler bizi tanıyor; bizim kesinlikle kötü bir alışkanlığımız yok. Şehirlerde kötü alışkanlık sahibi olan Suriyeliler, Suriye’de de bu hareketlerini sürdürüyorlardı. Yani demem o ki; Suriyeliler arasında bozuk olanlar olduğu gibi, asil olanlar da çok” şeklinde konuştu.
 
“Şanlıurfalılar, önyargılarını kırmalı”
 
Çaresizlik sonucu Şanlıurfa’ya sığındıklarını dile getiren mülteciler, birinin yanlışının tüm Suriyeli mültecilere mal edilmesinden rahatsız olduklarını belirtti. Pamuk tarlasında ziyaret ettiğimiz Suriyeli mülteciler, bu durumdan oldukça rahatsız olduklarını dile getirdi. Bu durumdan şikayetçi olduklarını dile getiren bir Suriyeli" Birilerinin yanlışı hepimize mal edilemez. Herkesi bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Elbette ki bir elin bütün parmakları bir olamaz, aramızda kötü insanlar var ama onların yüzünden bize de kötü muamele yapılıyor. Oysaki buraya sığınan Suriyeliler arasında o kadar temiz insanlar var ki, ama toplum hepimizi aynı kefeye koyuyor. Bu önyargının kırılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
 
“Şanlıurfa’da, neden olduğumuz sorunların farkındayız”
 
Yaşanan bazı münferit olaylardan sonra Şanlıurfa halkında oluşan değer yargısı, her gün biraz daha negatif bir duruma doğru yönelirken bu konuda masum ve hiçbir şeyden habersiz halkın üzerinde de psikolojik bir baskı oluşturduğu açıkça belirtiliyor. Suriye’den gelip çalıştığı iş yerine ihanet eden bir şahsın yaptığı yanlış nasıl ki tüm Suriyelilere mal edilemezse, bunun aksi durumu da kabul edilemez.
 
Şanlıurfa ve ilçelerde yol açtıkları sıkıntıların da farkında olduklarını dile getiren Suriyeliler, bu durumdan kendilerinin de rahatsız olduğunu, ancak ellerinden gelen bir şeyin olmadığını söyledi. Kamplarda kalmayarak, kente yerleşen ve çeşitli işlerde çalışmak zorunda kalan mülteciler, kamptaki şartların kendilerine yetmediğini ve kendi çalışmalarıyla ayakta durmaya çalıştıklarını aktardı. En kısa zamanda savaşın son bulmasını talep ettiklerini belirten Suriyeliler, buradan giderek, Şanlıurfalılara daha fazla yük olmak istemediklerini söyledi. Konuyla ilgili konuşan bir Suriyeli, “Biz geldikten sonra Şanlıurfa’da işsizlik arttı, her ne kadar biz yapmadıysak da; uyuşturucu, madde bağımlılığı ve hırsızlık gibi olaylar arttı. Bütün bunların farkındayız, umarım her şey düzelir de biz de verdiğimiz bu rahatsızlık yüzünden özür dileyip, memleketimize döneriz” dedi.
 
“Bizler komşu değil, kardeş ülkeyiz”
 
Türkiye ve Suriye’nin hem ticari hem de insani ilişkilerden dolayı sürekli iç içe olduğunu hatırlatan El Maruf adında bir Suriyeli, “Türkiye ve Suriye, komşudan ziyade akrabadır, kardeştir çünkü, sürekli ticari ilişkiler var, öte yandan kız alıp verme olayları yaşanmış neticede bir akrabalık bağı oluşmuş. Öte yandan Suriye’de yaşayan binlerce Türk aile var. Bunun içindir ki birbirimize sahip çıkmalıyız, birbirimize değer vermeliyiz. Ama şunu da belirtmek isterim ki; Şanlıurfalılar, bizi tanıdıktan sonra bize çok iyi davrandılar, tüm Şanlıurfalılara teşekkürlerimizi sunuyoruz” şeklinde konuştu.  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49

banner48