Başbakan Diyarbakır mitinginde birlik ve huzurdan bahsettiği gün Rize’de Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı tanıtım standına karşı çıktı birileri.
 
Yeter artık diyorum bu gerginlikler ha. Çevremiz kan diyarları. Kerbela her bir yanımız. İsrail bir yanda, Esat bir yanda, Sisi bir yanda diğer bir yanda da İşid. Dört bir yanımız da ağıtlar, mahzun bayramlar. Zalim Çinliler, zorla oruç bozduran Hindistan. Göçmenler ülkeler doldurmuş kalanlarsa evlerinde göçmen.
Bu gün Türkiye’de en çok Suriyelinin barındığı Urfa’mın her şeye rağmen gösterdikleri sabır ve tahammül haddi zatında ulusal gündemi kaplaması gereken bir kadirşinaslık değil de nedir?
 
Şükür bu halimize, bayramlarımız hüzünle dolu olsa da bayram. En önemlisi sevdiklerimiz yanı başımızda ve selamette öyle değil mi? Sağlığımızda yerinde. İnsanların kaygıları medya gruplarının tayini ile berkemal. En azından eskisi gibi şehit haberleri yok geçim kaygısı ve siyasetle geçinip gidiyoruz.
 
Bu hükümet ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan sayesinde bu günlere gelen barış süreçlerini bozmasak diyorum ha iyi olmaz mı? Yeni yeni insanlar doğunun keşfedilmemiş coğrafik güzelliklerini görebilmeye niyetleniyorken, doğu kalkınıyorken, bu ne tahammülsüzlük. Yıllarca belirsiz güçlerce birbirine kırdırılan halkların birliği için hükümetimizin politikalarına bir şans versek ve Türkiye’yi sadece yaşadığımız yer olarak düşünmesek.
 
Yıllarca birikmiş ön yargı kabuklarının çatlayıp kırılmasını beklerken, bir doğulu Karadeniz’de öcü, bir Karadenizlinin de Diyarbakır’da sevimsiz karşılanması ön yargılarını perçinlemekten başka neye yarar bu hareketler. Ve Siyasetin güçlenmesi hepimizi mutlu ve umutlandırması gerektiği bu zamanda yine siyaset dışına çıkma özlemi de neyin nesi?
 
Bugün komşularımızın durumuna düşmemizi engelleyen tek faktörde bu olmuştur aslında. Her bir siyasi oluşumun en sivrildiği yerlerde bile birlik bilincimizi kaybetmedik çok şükür. İşte dış etken güçlerin zorlarına gidende bu değil midir? Afrika’yı, Ortadoğu’yu bu şekilde böl parçala yut felsefesi ile tarumar etmişlerdir.
 
Yıllardır şöyle veya böyle çabaladıkları emelleri bir türlü sonuca erememiş ve huzursuzlukları hiç dinmemiştir ve de dinmeyecektir. Madımağ’ın, Başbağlar’ın, faili meçhullerin arkasında ki o hiç bulunamayan aktörler kimdi sizce. Hatta hatırlarsınıza en son Gezide ele baş eylemciler Alman, Amerikalı, Hırvat, İngiliz değil miydi? Ki ağaçlar adı altında yapılan kıyametler yüzlerce çocuk ölümlerinde neden kopmuyor diye sormazlar mı?
 
Sonuç; en büyük erdem ortak paydalara tahammül iken birlik birlik birlik diyorum ben.
 
 Saygılarımla… 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49