Gelenek geleneksel anlamda pek heyecan vermeyen bir terimdir birçoklarımıza ancak hayatın bana öğrettiği en önemli şeylerden birinin gelenekleşen etkilerin gücünün küçümsenmemesi gerektiğidir.
 Gelenek hayatımızı yöneten gizli yasalardır. Kimi çok derin köklere sahip kimi çok taze. Kimine göre hoş kimine göre boş sayılır ama etkisiz değildir hiçbir zaman. İşte bu yasalar oluşurken miktarımız oranınca katkı sağlamışızdır muhakkak. Sonu yaşamlarımızla tükenecek bu gizli yasaların sosyal yaşamımıza etkilerini terbiye tekniğini veya tercihsel biatlarımızı irdelemeye çalışalım.
 İşyerlerimizden başlamalıyız ilk önce, buralar daha somut sonuçlarla tahlili kolay olan sahalardır. İşe giderken giyinme şekli ile başlar gelenekler. Selam kültürü, zamanlama, çehre ile devam eden hallerimiz geleneklerin oluşmasına katkılar sağlar. Ki kişinin etki ve yetkisi oranında yerleşir. Bir dosyanın dolaptaki yerleşim şekli, bir evrakın saklanma şekli veya bir raftaki tozun bekletilme süresi tüm bunlar oluşmuş ve yeni veya yenilenen kişilerce değişme ihtimali olan adetlerdir diyebiliriz. Tarımdaki sulama şeklini dahi bu kapsamda değerlendirebiliriz ki salma sulama gibi yanlış bir sulama tekniği yanlışlığı biline biline köklü bir gelenek haline gelmiştir.
 Çekirdek ve geniş aileler de bu gelenekleri ile sürdürürler devamlılıklarını. Dedeler de, babalar da katkı sağlar yeni doğan bebeklerde. Etkisellikleri baskın kişiliklerle orantılıdır. Yemek kültürü, ses tonu, özgüven veya belki de zeka gelişimi dahi bu geleneksel etkiler sonucudur.
 Akrabalık ilişkileri, komşuluk ilişkileri, siyaset ve hatta devletler dahi geleneklerle yönetilirler. Özellikle devletlerin varlığı dış siyasetlerindeki etkin gelenekleri ile kaim olur. Özde gelenekleri oluşturan davranışların mahiyeti ve sonra istikrar tüm bu oluşumların sürekliliğini ve başarısını belirler.
 Bir eğitmen olarak bu anlamda genelde ve özellikle yerelde başarı arttırma gibi dev bir problemi irdelerken de bu konuyu çoğu zaman atladığımızı düşünüyorum. Bütünün sağlıklı olması ancak iyi bir uyum bütünlüğü gerektirir. Bu anlamda en başta iletişimle ilgili güzel gelenekler oluşturmalıyız ki bütünü birlikte tutabilmeliyiz.
 Bugün bir öğrenci servisi sahibini tv de izledim. Velilerin aşırı hassaslaşan tepkilerinden şikayetçi idi. Uzak gibi görünse de eğitimin bir parçası. Gelenek şu yönde gelişiyor. Benim çocuğum muhakkak ki hata yapmaz yapsa yapsa öğretmen yapar, servisçi yapar vs. Tersini düşünelim. Eğitimcilerin çoğu öğrenci ve velilerinden umut kesmiş bir üslup takınmazlar mı çoğu zaman. En basiti “ zaman çok değişti, bizim zamanımızda….” Diye başlayan cümlelerle eskinin katı eğitim tekniklerine özlem duyarak yeni(ye) duvarlar örmezler mi?
 Zamanı yakalamayanlar gerisin geri giderler. Ve bu zaman özellikle iletişim çağı olması hesabıyla tüm başarılar etkin iletişim kültür ve gelenekleri oluşturma becerilerimizle başarıya dönüşebilir kanısındayım.
 Saygılarımla.. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49