Bir ara bir bayan mankenin yüksek sesle dillendirdiği çobanın oyu meselesini tekrarlayan bir gündemle yine karşı karşıyayız. Bu sefer de kibar ve saygın bir ses sanatçısı benzer ifadelerle birilerinin iradelerini hakir görmeye karar vermiş.
Öncelikle şunu merak ediyorum. Okuma yazması olmayıp parmak basarak oyunu veren insanlarında oluşturduğu siyasi sonuçlar mı rahatsızlık verdi bu sanatçıya, (ki iktidar ve muhalefete oy veren insanlar, aynı toplumun fertleri iken) yoksa genel anlamda mı bu iradeleri değersiz sayar. Yani neden bu iradeleri sorgulama ihtiyacı hasıl oldu. 
 Kendini yönetmesi için oy vererek irade ortaya koyan kişiye, hayır! Senin iraden sadece muhtar seçmeye yeter çünkü sen yetersizsin. Senin altın gibi bir kalbin olabilir, dağlar kadar merhametin veya dolandırıcı, hırsız ve sahtekarda olmayabilirsin ama senin bir kriterin eksik. Diploman yok. Oysa nede mükemmeldirler tüm diploma sahipleri Türkiye’de!!!. İcatlar, makaleler, ekonomik zaferler havalardan yere düşmüyor!!! Dünyanın en çok bilim çalışması üretip başarılar peşi peşine sıralayan diploma sahipleri, bizim ülkede!!!
Ayrıca şu imkansızlıkları da dikkate değer görmez sanatçımız. Kız çocuklarının ülkemdeki hayata nasıl dezavantajlı başladıklarını hesap etmeyip, onlarca badireleri atlatabilen bir azınlık bayan kitlesinin okuyup o diplomaya ulaşabildiğini anlayamaz. Hele taşrada bu durumun kat kat fazla olup imkanlarının birhayli kısıtlı olduğu insanları, böylesine yargısızca iradesizleştirme kimin haddine olabilir.
 İzmir Bornova’da doğan bir yurttaşımızla Harran’ın kenar bir köyünde doğan insanların yaşam ve kültür olanaklarını ayıklayamayacak kadar dar görüşlü insanların iradelere ipotek koyulabileceğini dillendirmesi tam anlamıyla abesi iştigaldir. Ekonomik koşullara daha değinemedik. Ülkemin nice deha ve bilim ustası olabilecek insanları sosyal ve ekonomik imkansızlar yüzünden cezalandırma hevesi de neyin nesi?
İnsani erdemleri yok sayarak kazanılan tüm diplomalar hiç olmasın daha iyi. Geçen sosyal paylaşımlarda rastladığım bir fotoğraf geldi şimdi aklıma. Bir törende güneşte bekleyen öğrencileri gölgelere kurulan protokol erbabı ile yer değiştiren Kaymakam gerçek insan özelliklerini yaşattığı için çok hoşuma gitmişti. Ama bu istisna durum dışında tüm törenlerde durum genelde tersi ile devam eder, diplomalı protokoller gölgede oturur gariban öğrenci veya halk ayakta ve güneşte bekler.
Yani insani erdemlerin gelişimini tamamlayamamış bir insan yetki sahibi, diploma sahibi olması neye yarar. Resulullahın en yakın arkadaşlarından olan Bilal şu an yaşamış olsaydı bu ilkel bakış açısı onu da yok sayacaktı bu beyefendi. Yada Amerika’da bir beyaz olsaydı siyahi insanları otobüste ayakta yolculuk ettirecekti.  Umarım bu zararlı bakış açısı çıkışı bir uyaran olur da ilkel yüreklere, insani yargılarını tekrardan bir gözden geçirme ihtiyacını hissederler.
Bende oyumun bu Erol Evgin zihniyeti ile bir sayılmamasını istiyorum ve onun muhtarlara dahi oy vermemesini istiyorum.
Önce insan, sadece insan
Saygılarımla… 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49