İnsanlar belirli günleri iyice tuttu. Birçok hassas mevzular bu günlerde hatırlanmakla diğer 364 günü özgür kılma hakkını kazandırmış gibi varsayılsa da aslında bütün bunlar birer avuntudan ibarettir.
Engelli kardeşlerimizi sadece 3 Aralıkta Kutsal!! Birleşmiş Milletlerce kutsandığı için hatırlamak standart akışa uysa da farklar oluşturan birey bilinçlenmelerle her konuda olduğu gibi bu konuda da yenilenmeliyiz. Günleri hapsetmeyip hesapları tüm anlarımızda yapmalı ve uygulamalıyız. Annemizin kıymetini mesela, ya da insan haklarını bir gün değil her gün hatırlamalıyız.
İstatistikler Türkiye de engelli oranlarının % 1,5 larda olduğunu söylemekte. Ve kadınlar bu oranını da çoğunluğunu teşkil etmede. Bu az bir rakam değildir de zaten bu oranı en azından beşle çarpmak gerekir. Çünkü tüm aile bu anlamda sorumluluklar yüklenmiştir.
 Engelli insanlara en büyük kötülük acımaktır. Çünkü değersizleştirmek ve çaresizleştirmedir acımak. Fayda, onlarla olmakla başlar. Özellikle de onları hayata katmada atacağımız adımlardır asıl fayda. Kuru kuru laflar veya aşağılayıcı bağışlar değildir bence gerçek destek. Ki eğer engelliler adına kurulmuş veya kurulacak herhangi bir dernek veya STK buna benzer bir sonuçla sürdürüyorsa varlığını bu insanlığın taban noktasıdır derim.
Onları anlamak için illa da engelli olmak veya bir engelli yakını olmak gerekmez. Empatik denemelerle hissetmeyi denemek biraz zor olsa da.
Mesela hiç tekerlikli sandalyede oturup koşmayı deneyen olmuş mudur, gözlerinizi bağlayıp görmeyi deneyen. Kollarımızı bağlayıp birinin yemek yedirmesini, su içirmesini beklediniz mi? Kulaklarınızı tıkayarak bebeğinizin sesini duymayıp sızlattınız mı yüreğinizi? Acı verici.. Acaba “zihinsel engelli” yerine “geri zekâlı” ya da “deli” demeyi mi tercih ediyorsunuz?  Siz hiç engelli bir yakınınıza, arkadaşınıza baktınız, ilgilendiniz, ona yardımcı oldunuz mu?  Siz hiç küçük bir çocuğu tekerlikli sandalyesinden kucaklayarak binanın bilmem kaçıncı katına taşıdınız mı?” 
Bu gün Türkiye de onlarca oluşum vardır engellilerle ilgili ancak ben sokaklarda veya çevremde görme engelli hiç göremiyorum. Veya sokaklarda dolaşan fiziksel engelliler. Nüfusun %1,5 ini oluşturan bu insanlar nerde. Neden gerilerde kalmayı tercih ediyorlar. Neden saklanmak zorunda kalıyorlar bu insanlar. Tecritteler mi yoksa… Bir sorun var gibi. Ama bu sorun genel anlamda tüm toplumun bilinçlenmesi ile ilgili olduğu kabul olsa da bizzat bu konuya etki etmesi gerekenler biraz daha aktif olabilmelidir. Şu an herhangi bir engelli dernek veya vakfa üye oranı Türkiye genelinde % 0,5 civarına zor ulaşmakta.
Her insan bir engelli adayıdır ve engeller ancak beraber aşılabilir.    Bu arada tekerlekli sandalye basketbol ligindeki başarıları ile ve bilmediğimiz diğer bütün başarıları ile gurur duyduğumuz Urfalı kardeşlerimizi de tebrik etmek gerekir.
Ayrıca Çarşamba günü ertelenmiş olan bir başkanlık seçimi var. İki adayın olduğu Urfa Engelliler Derneği başkanlık seçimlerinin şimdiden hayırlar getirmesini, seçilecek başkanımızın engelli kardeşlerimiz için daha yararlı ve yeni vizyonlara sahip çalışmalar yapmasını temenni ederim.
 
Dünyada, Türkiye’de ve Urfa’mda bu konuda daha etkin aktiviteler, buluşlar ve katkıların artması umuduyla. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49