Şehrimizin Belediyesi bilindiği gibi yeni Büyükşehir Belediyesi oldu.Büyükşehir olması ile birlikte üç tane yeni Belediyeye daha kavuştuk.Çekişmeli bir seçimin ardından heyecanla beklenen kimlerin başkan olacağı halkın teveccühü ile belli oldu.
 
Başkanlar seçildi.Fakat seçilen başkanların ne binaları nede fiziki alt yapısı oluşamamıştı.Belediyelerin yeni kurulması ile birlikte yeni Belediye Başkan Yardımcıları,Daire başkanları, yeni müdürler işbaşı yapacaklar.Yani sıfırdan bir kurum yapılanmasına gidilecektir.
 
Bu daire başkanlıklarına ve müdürlüklerin bir kısmına değerli insanlar atandı.Daha doldurulmayı bekleyen Belediye Başkan yardımcılıkları,Daire başkanlıkları ve müdürlükler var.Bu makamlara atama yapılırken çok dikkatli yapılmalıdır.Atanan kişinin özelde kendisini fakat genel anlamda Belediye Başkanını temsil ettiği düşüncesi göz ardı edilmemelidir.Hak eden ve bu işi hakkıyla yapacak liyakatli insanlar atanmalıdır.
 
Osmanlı Devleti zamanında belediyenin adı "şehremaneti", belediye başkanınki de "şehreminiydi.
 
Şehremaneti, şehrin güvenilir kurumu, şehremini de, şehrin güvenilir insanı demektir. Şehrin yönetiminde söz sahibi olan her yetkili de bu kategoridedir.
 
-Neden acaba bu makamlara ve mekânlara isim verilirken “emin, emanet” kelimeleri kullanılmıştır?
 
-Çünkü makamlar ve yönetimler Allah’ın kullara verdiği birer emanettir. Makamlar geçicidir.Allah, bu emaneti insanlara, Allah hesabına çalıştırsınlar diye vermiştir. Çünkü insan yeryüzünde Allah’ın halifesidir. Dolayısıyla yeryüzünü, Allah ahlakıyla bezenmiş biri olarak yönetmeye talip olacaktır. İnsan konumunun farkında olmasa da bu böyledir. Ahrette buna göre hesaba çekilecektir. Makamı büyük olanın sorumluluğu ve sorgulanması da büyük ve çetin olacaktır.
 
Aile reisliğinden, muhtarlıktan cumhur reisliğine kadar bütün makamlar ve yönetimler emanettir. Bu emanetlere layık görülenler emin ve güvenilir olmalıdır. Güvenilir olmayanlar bu makamlara ve mekânlara oturmamalı, oturtulmamalıdır. Güvenilir ve ehil olmayanların bu makamlarda oturması, hem oturana, hem de millete zulümdür.
 
Seçtiğiniz ve seçeceğiniz insanları meziyetlerinden, faziletlerinden, adil ve güvenilir insanlar oluşundan dolayı seçmeli ve görev verilmeli.
 
-“Kötü de olsa benim adamımdır. Ne desem onu yaptırırım.” düşüncesinden uzak durun. Kendi menfaatini düşünüp de halkı zarara sokacak, halka sıkıntı ve eziyet verecek birini seçer ve getirirseniz mahşer gününde bunun hesabını vereceğinizi unutmayın.
 
-Sevgili Peygamberimizin, halkı rahat ettiren yöneticilere duası, halkı sıkıntıya sokan yöneticilere de bedduası vardır. Şöyle niyazda bulunmuştur:
 
“Allah’ım, kim ümmetimin işini, yönetimini üstlenir, sonra da onlara sıkıntı verirse, sen de ona sıkıntı ver. Kim de ümmetimin işini ve yönetimini üstlenir, sonra da onlara iyi davranır ve onları rahata kavuşturursa, sen de ona iyi davran, onu huzura kavuştur.”
 
Evet bu makamlara seçilen kişiler yaptıkları hizmetlerde '' El sebebu kel fail ( Sebep olan yapmış gibidir)'' düşüncesini kendilerine düstur edinmelidir.Çünkü yaptıkları en basit yararlı bir hizmetin
 
kendilerini seçen binlerce kişiye yarar getireceğini ve bu insanların hayır dualarını alacağını ve yine yaptıkları basit bir hatanın kendilerini seçen binlerce insana zarar getireceğini ve bu insanların bedduasını alacaklarını düşünmelidir.
 
VESSELAM... 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49

banner48