Cumhurbaşkanı Erdoğan 64’ncü hükümetin Bakanlar kurulunu onayladı. Başbakan ve AKP lideri Ahmet Davutoğlu yeni kabineyi Çankaya köşkünde kamuoyuna açıkladı ve önceki gün de TBMM’de 64’ncü hükümetin programı okundu.
Ben bugün sizlerle özellikle de ‘Neden bizden birisi Bakan olmuyor?’ diye yırtınanlara ve de en önemlisi, Neden bizim kendi içimizden birisinin Bakan olamayışı! Konusunda sohbet etmek istiyorum.
Bakan olabilmek yolunda en önemli adım yani işin sırrı;
BİR: lidere mutlaka yakın olacaksın.
İKİ: kendini liderin ailesi olarak görecek ve kabul ettireceksin. Sağından, solundan, yanından kısacası burnunun dibinden hiç ayrılmayacaksın.
ÜÇ: Balkon konuşmasında mutlaka Balkonda yer alacak ve kendini lidere göstereceksin. Liderin gözünün içine bakacak ve ‘buradayımmmmm!’ diyeceksin.
DÖRT: lidere yönelik dışarıdan gelebilecek olan en ufak bir eleştiriye dahi kendini liderine karşı siper edeceksin.
BEŞ: lider ile her karşılaştığında iki büklüm olacak ve her zaman az, kısa ve öz konuşup, ‘emredersiniz!’, ‘siz nasıl uygun görürseniz!’ ve ‘emriniz baş üstüne!’ deyip yol alacaksın.
İşte 64’ncü hükümet ve Bakanlar kurulu.
Aslında Tarım Bakanı olan Faruk Çelik’in gerek adaylığı ve gerekse adaylık sonrası seçildikten sonra attıkları adımı inceden inceye incelediğimizde yukarıdaki tüm gerçekler ortaya çıkmakta ve kendisini göstermektedir.
Faruk Çelik, AKP’den Urfa’dan aday olurken milletvekili dahi değildi.
Ama ne oldu? Çelik, kendisini en başta devletin Valisine ve ahaliye iş başındaki bir Bakanmış gibi kabul ettirdi ve böyle yaparak yol almaya devam etti.
AKP’nin tim vekil adaylarını bir hatta beş adım gerisinde bıraktı. Tek başına her yerde seçim çalışmalarında endam göstertti ve ‘benimmmmm!’ dedi. Bu haykırışı da her yerde kabul gördü.
Faruk Çelik, Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanı olmadığı halde iş başındaki Bakanmış gibi, asgari ücretten yeni sosyal yapılanmaya, geçici işçilerin sorunlarından yeni hedeflere kadar her konuda basına demeçler verdi.
Seçim süreci boyunca gücünü, nüfusunu nefis bir şekilde kullandı ve tüm muhalifleri bırakın susturmayı AKP safından yana yer aldırdı.
1 Kasım’da Urfadaydı. Sonuçları Urfa’dan takip etti. Seçim akşamı 21.30’da kent merkezindeki bir otelde basın mensupları ile buluşup seçimini değerlendirmesini yaptı ve hemen Ankara’ya uçtu.
Faruk Çelik, Bakan olmak yolunda Ankara’ya yani Başbakan Davutoğlu’nun da yer alacağı balkon konuşmasına çıkmayı başarırken bizim diğer 8 AKP vekilimiz ise evlerinde oturup TV karşısında Fark Çelik’i Başbakan ve AKP liderinin yanında Balkondaki duruşunu izlediler.
Faruk Çelik, milletvekili kaydını yaptırmaya giderken bile Urfa’dan meclise gidebilen bazı vekilleri peşi sıra kayıt masasına yürüttü.
Her yerde, her alanda, her platformda ‘Ben BAKAN olmalıyım’ diyen Faruk Çelik, Erdoğan’a yakın aile içinden birisi olarak yer alması hesabı ile de Tarım Bakanlığındaki koltuğunu kapmış oldu.
Hani, ‘görev istenmez, verilir!’ diye bir söz var ya işte bende ‘Bakanlık verilmez, Faruk Çelik örneğindeki gibi işte böyle istenir ve ALINIR!’ diyorum.
Dilerim, bizim Vekillerimiz ya da bundan sonra bu yönde adım atacak olanlarımız uykularından uyanır ve böyle hareket ederler…
Liderin karşısına çıkmaz, dikilmez, görev istemez ve uzak kalırsan bırak beş vekilliği 12 vekillik göndersen bile asla BAKAN olamazsın. Ama yukarıdaki gibi hareket eder ve ‘BAKANLIK hakkımdır. BAKANLIK istiyorum!’ der ve bunu ciddi olarak ifade edersen işte o zaman başarılı olursun…
BAKAN nasıl olur, gördünüz mü? Tarım Bakanı Faruk Çelik’e başarılarının devamı dileği ile…
Yeniden buluşmak umudu ile… 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner24

banner49

banner48